Ana Sayfa » Yolculamak » Uğursuz Miras : 01


UĞURSUZ MİRAS

E.T.A. HOFFMANN

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 111


Bu kitabın hazırlanmasında M.E.B. Alman Klasikleri dizisinde yayınlanan birinci baskısı temel alınmış ve çeviri dili günümüz Türkçesine uyarlanmıştır.
Çeviren: Ethem Derviş Deriş
Yayına hazırlayan: Egemen Berköz
Dizgi: Yeni Gün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık A.Ş.
Baskı: Çağdaş Matbaacılık Yayıncılık Ltd. Şti.
AÄŸustos 2000


HOFFMANN ÜZERİNE BİRKAÇ SÖZ

On sekizinci yüzyıl sonu ve on dokuzuncu yüzyıl başlarının dünya olayları Almanya'ya yeni bir atılım için büyük olanaklar vermişti. Ulusların tarihinde bu gibi toplumsal ve felsefi coşku anlarında büyük şairler yetiştiği her zaman gözlemlenen bir olaydır. İçinde bulundukları olağanüstü durum, yetenekli kimseleri kamçılar ve onları deha düzeyine kadar ulaştırabilir. Bunun bir sonucu olarak Büyük Devrim'in ve özellikle Napoleon savaşlarının sahnesi olan Almanya'da, dünyanın bu dönüm noktasında, Alman devlet ve siyaset adamlarının ve onları izleyen Alman ulus ve halkının katılımı Almanya'da yer yer büyük güçlerin belirmesine neden oldu.
Bu belirişlerin en renklisi, en garibi, en şairanesi ve kesinlikle en zarifi -ancak Novalis şiirde onun gücüne erişebilmiştir- Doğu Prusya eyaletinin merkezi olan Königsberg'de doğan Ernst Theodor Willhelm Hoffman'dır. Bu yazarı herkes küçük adlarının ilk harfleriyle tanır ve bunlar da E.T.A.'dır. Çünkü Hoffmann, müziğe ve müziğin en zarif ve duyarlı dehası Mozart'a duyduğu hayranlığın onuruna, adlarının arasına Amadeus adını da katmıştır. Ve böylece tam adı Ernst Theodor Willhelm Amadeus Hoffmann olmuştur.
Hoffmann'ın anne ve babası da garip insanlardı. Oğullarıyla hiç ilgilenmeyip ona hiç bakmadılar. Küçük Ernst'i dayısı büyüttü. Ona güzeli, zevkliyi, zarifi, doğruyu öğretti. Hoffmann hukuk öğrenimi yaparak ve devlet memuru oldu. Posen kentinde görevli bulunduğu sırada dili ve resimleri yüzünden başı belaya girdi. Posen'de kendi üstleri hakkında yazı ve çizgiyle bazı karikatürler yaptı. Bu durum hoşa gitmedi ve Hoffmann memurluktan çıkarıldı. O da Varşova'da kaldı. Ancak, 1806 yılında Napoleon Almanya'ya karşı büyük zaferlerini kazanmıştı ve Prusya İmparatorluğu tam bir karmaşa içinde bulunuyordu. Bu sırada zaten pek sevilmeyen bir memura, Hoffmann'a yeniden görev verecek durumda değillerdi.
Kendisine bir gelir kaynağı olan devlet kapısının bu biçimde kapandığını görüp devlet memurluğu beklemenin boşuna olduğunu anlayınca, Hoffmann, ruhundan taşan sanatı geçim yolu olarak kullanmaya karar verdi ve Bamberg'e giderek orkestra şefliğine başladı. Sonraları yine orkestra şefi olarak Leipzig'de ve Dresden'de çalıştı. Bir yandan da dergilerde, o zamanlar çok ilgi gören almanaklarda şiirler, öyküler ve denemeler yazıyordu. 1816 yılında Prusya İmparatorluğu kendisini yeniden memurluğa aldı ve Berlin'e çağırdı. O zaman artık Hoffmann tanınmış bir yazar ve müzisyendi.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   ...    52   »