Ana Sayfa » Yolculamak » Yaşamlar : 04


YAŞAMLAR

PLUTARKHOS

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 56


18. Pyrrhos - Marius,
19. Agis ile Kleomenes - Tiberius ile Gaius Gracchus,
20. Lykurgos - Numa,
21. Lysandros - Sulla,
22. Agesilaos - Pompeius,
23. Aratos,
24. Artakserkses,
25. Galba,
26. Otho.
Plutarkhos'un çeşitli yaşamöykülerini hangi sıraya göre yazıp yayımladığını bilmiyoruz.
Plutarkhos tarihçi değildir, olmak da istememiştir. Kendisi de tarih değil, yaşamöyküsü yazdığını belirtir. Tarihte onu ilgilendiren yan insansal ve töresel yanlardır. Birçok ilkçağ adamları gibi, Plutarkhos da tarihte özenilecek veya sakınılacak örneklerden başka bir şey görmez. Olaylar, tarih bakımından ne kadar önemli olursa olsun, Plutarkhos'u ilgilendirmez; o, olaylar arasında yalnızca bir insanın özyapısını aydınlatmaya yarayanları, insansal bir değeri olanları seçer. İskender'in yaşamöyküsünün başında kendi de bu noktaya değinmiştir:
“Bu kitapta Kral İskender'in ve Pompeius'u yenen Caesar'ın yaşamlarını yazarken karşıma çıkan olayların çokluğu nedeniyle, bu yapıta önsöz yazma yerine okuyucularımdan, ün salmış olayların her birini inceden inceye anlatmazsam, çoğunu kısaltarak anlatırsam, beni bağışlamalarını dileyeceğim. Çünkü ben tarih yazmıyorum, yaşamları anlatıyorum. Hem iyilik, kötülük her zaman en parlak olaylarda belirmez, aksine ufak bir iş, bir söz, bir şaka bir insanın kişiliğini binlerce ölü veren savaşlardan, en büyük meydan savaşlarından, kent kuşatmalarından çok kez daha iyi belirtir. Ressamların, benzerlikleri, özyapıyı açığa vuran yüz çizgileriyle, gözlerin anlatımını saptayıp vücudun diğer bölümlerine az önem verişleri gibi, benim de aynı biçimde ruhun belirtilerini ele almamı, büyük işleri, savaşları başkalarına bırakıp her birinin yaşamını bu yoldan anlatmamı, bana bağışlayın.”
Plutarkhos tarih olaylarının anlatımında kendinden önce yaşamış olan büyük tarihçilerle yarışmaya girişmemekte, onların ustaca anlattıklarını bir daha anlatmamakta kuşkusuz haklıdır. Yaşamöykülerini tarihçilerin aynı konulardaki anlatılarıyla karşılaştırdıkça, tarihsel gereç içinden ne kadar özel, ereğine uygun bir seçme yaptığını anlarız. Hiçbir zaman tarih bilgilerini gelişigüzel önümüze sermez, olayları sayıp durmaz. Söyledikleri her zaman özyapıları aydınlatmaya yarayan yeni, canlı görüşlerdir. Öte yandan yaşamöyküleri belli bir düşüncenin şematik bir biçimde tarihe uygulanması da değildir. Canlandırdığı insanlar ne töre kahramanları ne de tümüyle kötü kişilerdir. Kişiliklerinde bulunan birbirine karşıt özelliklerin kendilerine özgü bir biçimde çarpıştığı gerçek insanlardır.
Plutarkhos için, Yunan-Roma tarihi insanlığa ait büyük bir örnek kaynağı olmuştur. Onun yapıtı da kendinden sonraki insanlar için aynı rolü oynamıştır. Binlerce okuyucu Plutarkhos'un çizdiği insanda kendilerini bulmuşlar ve yaşamlarını onun verdiği örneklere göre düzenlemeye çalışmışlardır. İlkçağın sonlarında Plutarkhos çok sayılan, Bizans dönemindeyse çok sevilen bir yazar olarak kaldı. Fakat Rönesans'tan beri Avrupa'da kazandığı beğeniyi başka hiçbir Yunan yazarı kazanamamıştır.
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   ...    65   »