Ana Sayfa » Yolculamak » Yaşamlar : 27
Sulla sanırım Atina kentini aldığı sırada, surlar üzerinden kaba alaylarla küçültülüyor diye (33) Metella'ya biraz sertçe davranmış. Ama bunlar daha sonraki olaylar.
7.
O zamanlar Sulla consulluğu tasarladığı işler yanında küçük buluyor, Mithridate'ye karşı savaşa gitmek düşüncesiyle kendinden geçiyordu. Marius da ünlü olmayı gereğinden çok sevdiği için (bu istekler yaşlılık dinlemez) ama vücudunun hantallaşmış olmasına, hem de az önce yaşlılığı nedeniyle savaşta işe yaramadığı halde yurtdışında, deniz aşırı savaşlar sayıkladığı için Sulla'ya karşı çıkıyordu. O eksikleri tamamlamak için ordugâha giderken kendisi boş boş oturup Roma'ya bütün düşmanların el verip yapamadıkları kötülüğü yapan o onulmaz başkaldırıyı hazırladı.
Tanrıların işaretleri bunu zaten önceden bildirdi: Bayraklar durup dururken tahta saplarından ateş aldı ve güçlükle söndürüldü, üç karga, yavrularını yolun üstüne getirip yedi, artan parçaları da yuvalarına geri götürdü. Tapınağın birinde fareler altın armağanları yedi, hizmetliler kapanla bir dişi sıçan tuttular, bu da hemen kapanın içinde beş yavru doğuruverdi, ama bunlardan üçünü yedi. Hepsinden önemlisi duru ve bulutsuz bir günde bir trompet sesi çınladı, uzun süre acı acı öttü, bu acı ses o kadar şiddetliydi ki herkes, aklı başından giderek, korkudan büzülüp kaldı.
Etrüsk öngörücüleri, “bu işaret yeni bir düzenin kurulacağını ve bir çağ değişikliği olacağını bildiriyor” dediler. Çünkü yaşayış ve töreler bakımından birbirinden farklı tam sekiz çağ (34) varmış, her birinin ne kadar süreceği tanrıca belirlenmiş, bu süre dönemini büyük yılın (35) tamamlandığı zaman tamamlarmış, bir çağ sona erip diğeri başladığı zaman yerden veya gökten olağanüstü belirtiler verilirmiş. Bununla bu şeyleri anlayanların ve bilenlerin içlerine, başka biçimde ve başka türlü yaşayan insanların doğduğu ve tanrıların bunları önceki kuşaklara göre biraz daha az mı veya çok mu sevdikleri bilgisi hemen doğarmış. Bir çağdan diğerine geçiş aşamasında bütün işlerde büyük yenilikler olduğunu ve öngörünün uyandırdığı saygının o zaman arttığını, tanrı, anlamı açık ve aydınlık işaretler gönderdiği için öngörücülerin geleceği doğru bir biçimde bildirdiğini; buna karşılık başka bir çağda birçok şeyleri gelişigüzel ortaya çıkarıyor ve olacağı bulanık ve karanlık bir biçimde seziyor diye bu sanatın gözden düştüğünü söylerler. Etrüsklerin en büyük öngörücüleri ve herkesten daha bilgiç olanları işte bunları anlatıyorlardı. Senato, öngörücülerin bu konudaki düşüncelerini dinlediği ve Bellona Tapınağı'nda (36) toplandığı sırada, herkesin gözü önünde gagasında bir ağustos böceği taşıyan bir serçe uçtu, böceği gagasından çıkarıp bir parçasını aşağı attı, bir parçasını da alıp gitti. Bu belirtileri yorumlayanlar bu durumdan büyük mülk sahipleriyle kent halkı ve forum işleriyle uğraşanlar arasında bir patırtı çıkacak diye kuşkulandılar. Bu sınıfın ağustos böceği gibi gevezelik ettiğini köylü ve çiftçilerin de serçeye benzediğini söylüyorlardı.
8.
Marius'a gelince, halk tribunu Sulpicius (37) ile elbirliği etti. Bu adamı en büyük kötülüklerde kimse geçemezdi, öyle ki onun kimden daha alçak olduğu değil, hangi alçaklığında en çok ileri gitmiş olduğu sorulabilirdi. Çünkü acımasızlığı, saygısızlığı, cimriliği, hiçbir ayıptan, hiçbir kötülükten çekinmeyecek kadar ölçüsüzdü, Roma yurttaşlığı hakkını azatlılara ve yabancılara satarak aldığı parayı forumda bulunan bir masada açıkça sayıyordu. Hançerli üç bin kişi besledi ve her şeye hazır bir genç atlılar topluluğunu çevresinde bulundurdu ve buna, karşıt senato adını verdi. Hiçbir senatörün iki bin drakhmiden (38) fazla borçlanamayacağını yasa öngördüğü halde, kendisi öldüğü zaman üç milyon drakhmi borç bıraktı.
Bu adamı Marius halkın içine salıverince, silah zoruyla bütün işleri altüst etti ve başka yasalar arasında Marius'a Mithridates savaşının komutanlığını verdirten yasayı da ortaya attı.
« 01 ... 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 ... 65 »