Ana Sayfa » Yolculamak » Yaşamlar : 28
Bunun üzerine consullar resmi işlerin tatiline karar verip bunu Dioskuro Tapınağı (39) çevresindeki halka bildirdikleri için, onların karşısına büyük bir insan kitlesi çıkararak Pompeius'un oğlu da içinde olan birçok kişiyi forumda öldürttü, Pompeius bile canını gizlenerek kurtardı. Sulla ise Marius'un evine kadar izlenerek verilen tatil kararını bozmayla görevlendirildi. İşte bu yüzden Sulpicius, Pompeius'u görevinden attığı halde Sulla'yı consulluktan atmadı, yalnızca Mithridates savaşı komutanlığını ondan alıp Marius'a verdi ve orduyu alıp Marius'a getirsinler diye derhal Nola'ya (40) askeri tribunlar gönderdi.
9.
Ama Sulla ondan önce davranarak ordugâha kaçtı. Askerler olup bitenleri öğrenir öğrenmez askeri tribunları taşlayarak öldürdüler, buna karşılık Roma'da Marius'un adamları Sulla'nın dostlarını yok edip mallarını yakıp yıktılar. Ordugâhtan kente, kentten ordugâha bir gelip gitme, bir kaçışmadır başladı. Şaşkın bir durumda olan senato ise Marius'un, Sulpicius'un buyruklarına göre davranıyordu; Sulla'nın kente doğru yürüdüğünü haber alınca bunu önlemek için iki praetor gönderdi. Bunlar Brutus ile Servilius'tu. Sulla ile biraz saygısızca konuştular diye askerler onları öldürmek için atıldılar, çubuk demetlerini (41) kırdılar, erguvan süslü giysilerini aldılar ve çok çirkin davranışlarda bulunduktan sonra onları gönderdiler. Brutus ile Servilius'un oradan praetorlara özgü süsleri alınıp gönderilmiş oldukları için duydukları derin üzüntü başkaldırının artık durdurulamaz, önüne geçilmez olduğunu haber verdi.
Marius ile adamları hazırlanmaktaydılar. Sulla da altı tam legio alarak kendisiyle birlikte komutanlık eden kişiyle Nola'dan ayrıldı, askerin hızla kent üzerine yürümek için can attığını görse de içinde bir kararsızlık duyuyor ve tehlikeden korkuyordu. Ama öngörücü Posthomuis, Sulla'nın adaklarındaki işaretleri inceledikten sonra iki elini Sulla'ya uzatarak, eğer o her şeyi kısa zamanda, iyi bir biçimde başaramazsa en ağır cezaya katlanmaya hazır olduğunu söyledi ve savaşa kadar bağlı tutulmasını, gözaltında bulundurulmasını istedi. Bir de denir ki Romalıların Kapadokia'dan öğrenip taptıkları belki Semele, belki Athene, belki de Enyo olan bir tanrıça Sulla'nın düşüne girmiş, Sulla'nın önüne gelip eline yıldırım vermiş ve düşmanlarının adlarını birer birer söyleyerek onları yıldırımla vurmasını buyurmuş, bunlar da yıldırımla vurularak yere serilip yok olup gitmişler. (42)
Bu düşten yüreklenip bunu öteki komutana da anlattıktan sonra Sulla gün doğunca Roma'ya doğru yollandı. Pictae (43) yakınlarında bir elçi kuruluyla karşılaşınca ve kurul ona hemen kente girmemesini rica ederek senatonun Sulla'ya hakkı olan her şeyi vermeyi kararlaştıracağını bildirince Sulla orada ordugâh kurmayı kabul etti ve komutanlarına, her zaman olduğu gibi ordugâh kurmak için arazinin ölçülmesini buyurdu. Böylece elçiler ona inanıp geri döndüler. Bunlar gider gitmez Lucius Basillus ile Gaius Mummius'u göndererek onlarla Esquilinus tepesindeki (44) kapıyı ve surları ele geçirdikten sonra kendisi de büyük bir hızla onları izledi. Basillus'un adamları kente girip orada egemen duruma geçince, kalabalık ve silahsız halk damların üstünden kiremitle, taşla onları vurarak önden ilerlemelerini önledi ve sura doğru sıkıştırdı.
İşte tam bu sırada Sulla gelmişti, o da olup biteni görünce evleri ateşe versinler diye bağırdı ve yanan bir meşale alarak işe önce kendi başladı, yaycılarına da alevli okları çatıların üstlerine atmalarını buyurdu. Hiçbir düşünceye dayanmaksızın, aksine coşkuya kapılarak işlerin yönetimini öfkesine bıraktı, öyle ki gözü yalnızca düşman görüyordu; dost, akraba ve yakınlarına hiç aldırmadan ve acımadan, suçluyla suçsuz arasında fark gözetmeyen bir ateşle yol açarak Roma'ya döndü. Bu arada Tellus tapınağı (45) yanına sürülen Marius özgürlük sözü vererek bir çığırtkanla kölelerini çağırdı, ama düşmanlar saldırdığı için kentten kaçtı.
« 01 ... 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 37 38 ... 65 »