Ana Sayfa » Yolculamak » Yeniyetmelik : 11
- Çekil diyorum!..
Volodya elimden tutarak beni masanın yanından ayırmak istediyse de, öfkem sınırına varmıştı; masanın ayağından tutmamla devirmem bir oldu: “Al bakalım!” Bütün porselen, kristal biblolar şangur şangur çevreye dağıldı. Düşen şeyleri eliyle tutmak isteyen ağabeyim:
- Geçimsiz çocuk! diye bağırdı.
Odadan çıkarken şöyle düşünüyordum:
“Artık aramızda hiçbir şey kalmadı. Ölünceye kadar birbirimizin yüzüne bakmayacağız.”
Akşama kadar konuşmadık. Kendimi suçlu görüyor, yüzüne bakmaya cesaret edemiyordum. Bütün gün hiçbir işe el sürmedim. Volodya'ya gelince, tam tersine derslerine çalıştı, her zaman olduğu gibi yemekten sonra kızlarla konuşup şakalaştı.
Dersten sonra öğretmenin arkasından ben de odadan çıkıyordum, çünkü kardeşimle baş başa kalmaktan utanıyor, rahatsız oluyordum. Son tarih dersinden sonra, defterimi alarak kapıya doğru yürüdüm. Volodya'nın yanından geçerken, ona yaklaşarak barışmak istediğim halde, suratımı astım, dargın göründüm. Volodya tam o anda başını kaldırdı, zor seçilebilen candan bir gülümsemeyle korkmadan yüzüme baktı; gözlerimiz karşılaştı. Onun beni anladığını sezdim, aynı zamanda bu duyguyu Volodya'nın da yaşadığını anladım; ama anlatılmaz bir duygunun etkisiyle başımı çevirmek zorunda kaldım. O çok doğal candan bir sesle:
- Nikolinka, dargınlığımız yeter, seni kırdımsa bağışla dedi ve elini uzattı.
İçimden boğazıma doğru göğsümü sıkarak bir şeyin yükseldiğini, soluğumun kesildiğini duydum. Bir saniye süren bu durumdan sonra gözlerim yaşla doldu, kendimi daha iyi duyumsadım. Volodya'nın elini sıkarken:
- A-sıl… sen ba…ğış…la Vo-lo… dy.. a dedim.
Neden ağladığımı bir türlü anlamıyormuş gibi yüzüme bakıyordu.
VI - MAŞA
Dünya hakkında değişen görüşlerimin hiçbirisi, hizmetçi kızlardan birini yalnızca kadın hizmetçi gibi değil, bir derece rahat ve mutluluğumu da etkileyebilen bir kadın olarak görmeye başlamam kadar şaşırtıcı değildi. Kendimi bildim bileli, Maşa'nın evimizde olduğunu anımsıyorum. Kendisine karşı beslediğim düşünceleri, tümüyle değiştiren, şimdi size anlatacağım bir olaya kadar, ona dikkat etmemiştim. Ben on dört yaşımdayken, Maşa yirmi beşindeydi ve çok güzeldi, ama onu betimlemekten korkuyorum. İsteklerimin şahlandığı sıralarda düşlediğim tutkulu varlığının yeniden düşlemimde canlanmasından korkuyorum. Betimlememde yanılmamak için şunu söyleyebilirim: o, olağanüstü beyaz, etine dolgun, kısacası, tam bir kadındı; ben de, on dört yaşımdaydım…
Elimde ders kitabı olduğu halde yalnızca döşeme aralıklarına basmaya çalışarak gezindiğim yahut, saçma bir hava tutturduğum, yahut masanın kıyısına düşen bir damla mürekkebi dağıttığım, yahut da bir özdeyişi bilinçsizce yinelediğim dakikaların birinde, yani kafamın çalışmadığı, düşlemimin bütün duyarlığıyla egemen olduğu bir sırada sınıftan çıktım, şöyle bir aşağı indim. Ayakları potinli birisi öteki merdivenlerden yukarı çıkıyordu. Doğal olarak kim olduğunu anlamak istedim ama birdenbire ayak sesleri kesildi, Maşa'nın: “Bırakın canım, ne takılıyorsunuz? Şimdi Anna İvanova gelirse görürsünüz” dediğini işittim. Volodya da fısıltıyla: “-Gelmez.” dedi, bu konuşmadan sonra Volodya'nın onu zorla alıkoymak istediğini anlatan bir hışırtı duyuldu. Bir aralık: “Ne yapıyorsunuz? Ellerinizi nereye
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 ... 45 »