Ana Sayfa » Yolculamak » Yol Arkadaşım (Öyküler) : 26


YOL ARKADAŞIM (Öyküler)

MAKSİM GORKİ

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 83


Delikanlı:
- Çoktandır görmedim! diye bağırarak arkadaşlarının yanına gitti.
Çelkaş herkesle laflaşarak biraz daha yürüdü. Fakat her zamanki neşesi, hazırcevaplığı yoktu bugün. Canının sıkkın olduğu anlaşılıyordu. Sorulanlara kısa, kestirme karşılıklar verip geçiyordu.
Koyu yeşil üniforması toz toprak içinde bir Gümrük Koruma Memuru, ansızın bir eşya denginin arkasından çıktı, kasılarak Çelkaş'ın yolunu kesti. Bir eli kılıcının sapındaydı. Öteki eliyle serserinin yakasını tutmaya çalışarak:
- Dur! Nereye gidiyorsun? diye sordu.
Çelkaş bir adım geriledi. Gümrük Memuruna bakıp soğuk soğuk gülümsedi.
Serseriyi korkutmak isteyen memurun hileci, kırmızı suratı büsbütün kızardı; yusyuvarlak oldu. Kaşlarını çatıyor, gözlerini faltaşı gibi açıyor, büsbütün gülünçleşiyordu.
Sonra kızgın bir sesle:
- Sana bir daha limana girme, yoksa kırarız kemiklerini denilmedi mi, diye bağırdı. Hangi cesaretle geliyorsun?
Çelkaş istifini bozmadan:
- Merbaha Semyonıç! Çoktandır görüşmedik, diyerek elini memura uzattı.
- Keşke bir daha hiç görüşmesek! Çek arabanı!
Fakat Semyonıç da elini uzatmıştı.
Çelkaş kerpeten gibi parmaklarının arasına aldığı bu eli bırakmadan, ahbapça sallayarak:
- Ne diyecektim… diye mırıldandı. Mişka'yı gördün mü, Mişka'yı?
- Mişka da kim? Mişka'dan filan haberim yok benim! Çek arabanı hemşerim! Ambarcı görürse fena olur bak…
Çelkaş kendi bildiğini okuyordu:
- Canım, hani şu geçen sefer “Kostroma”da birlikte çalıştığım kızıl saçlı herif.
- Birlikte hırsızlık yaptığımız desene! Senin o Mişkan hastanede yatıyor şimdi. Ayağına demir çubuk düşmüş. İyilikle söylüyorum, çek arabanı, yoksa fena olacak!…
- Hele hele! Bir de Mişka'yı tanımadığını söylüyordun, bal gibi tanıyormuşsun işte! Bugün niye bu kadar öfkelisin Semyonıç?
- Benimle çene yarıştıracağına voltayı alsan daha iyi olur!
Memur öfkelenmeye, sağa sola bakınmaya başladı. Bir yandan da elini Çelkaş'ın çelik gibi pençesinden kurtarmaya çabalıyordu. Çelkaş gür kaşlarının altından sakin sakin bakıyor, adamın elini bırakmadan konuşmasını sürdürüyordu:
«   01   ...    16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   35   36   ...    68   »