Ana Sayfa » Yolculamak » Yol Arkadaşım (Öyküler) : 63


YOL ARKADAŞIM (Öyküler)

MAKSİM GORKİ

DÜNYA KLASİKLERİ DİZİSİ: 83


Ben şapkamı çıkardım:
- Teşekkür ederiz dede! dedim.
- Ne için teşekkür ediyorsun?
Heyecanlanmıştım:
- Teşekkür kardeş, çok teşekkür! diye tekrarladım.
- Peki, niye teşekkür ediyorsun canım? Şu işe bak! Ben Tanrı yardımcısınız olsun diyorum, o kalkmış teşekkür ediyor! Yoksa seni şeytana teslim ederim diye mi korktun? Ha?
- Ne yalan söyleyeyim, korktum!..
İhtiyar kaşlarını kaldırarak:
- Oo!.. dedi. İnsanoğlunu niçin kötü yola sürükleyeyim? Onu kendi gittiğim yola gönderirim daha iyi. Dünya küçüktür, belki yine karşılaşırız. Dağ dağa kavuşmaz, insan insana kavuşur… Hadi sağlıcakla kalın.
Tüylü kalpağını çıkarıp selamladı. Biz de onu ve arkadaşların selamladık, Anapa yolunu öğrenip ayrıldık. Şakro nedense gülüp duruyordu.
VI
- Niye gülüyorsun? diye sordum.
İhtiyar çoban heyecanlandırmıştı beni. Onun hayat felsefesini düşünüyordum. Serin, diriltici bir sabah yeli göğsüme çarpıyor; gitgide berraklaşan gökyüzüne bakarak az sonra parlak, güzel bir günün başlayacağını düşünüp seviniyordum…
Şakro kurnazca göz kıptı bana. Sonra daha çok gülmeye başladı. Onun şen, sağlıklı kahkahası beni de güldürdü. Çoban ateşinin başında geçirdiğimiz birkaç saatten, yediğimiz lezzetli yiyeceklerden sonra dirilmiş, kendimize gelmiştik. Kemiklerimizde yine de hafif bir kırıklık vardı ama, yaşama sevinci bastırıyordu bunu.
- Niye gülüyorsun? Yaşamak güzel şey değil mi? Üstelik karnın da tok, ha?
Şakro başını iki yana salladı. Dirseğiyle böğrümü dürttü. Yüzünü buruşturdu. Yeniden bir kahkaha koyuverdi. Neden sonra kırık dökük Rusçasıyla:
- Niye güldüğümü anlamıyor musun? dedi. Anlamıyorsun ha? Şimdi anlarsın! Eğer bizi o gümrükçü atamana götürecek olsalardı, ne yapacaktım biliyor musun? Bilmiyor musun? Seni gösterip, “beni boğmak istedi bu” diyecektim! Sonra da başlayacaktım ağlamaya! O zaman acıyıp hapse atmazlardı beni. Anlıyor musun?
Önce şaka ediyor sandım. Ne gezer! Beni tasarısının gerçekliğine inandırmayı başardı. Öyle içten konuşuyordu ki, bu ilkel utanmazlık karşısında kızacak yerde derin bir acıma duydum. Sizi öldürmeyi tasarladığını büyük bir içtenlikle, tatlı tatlı gülümseyerek anlatan bir insan hakkında ne düşünürsünüz? Eğer o suç saymıyorsa bunu; hoş bir oyun, zekice bir şaka olarak görüyorsa, ne yaparsınız?
«   01   ...    53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   66   67   68   »