Ana Sayfa » İnanç Kitaplığı » Varidat : 02
Bismillahirrahmanirrahim
Allah'ın adıyla
Ahiret işlerinin, cahillerin iddia ettiği gibi olmadığını bil. O işler buyruk, bilinmeyen gayb ve meleklerin dünyasıyla ilgili olup, cahil halk tabakasının iddia ettiği gibi, gözle görülen dünyayla ilgili değildir.
Peygamberler ve halis kişilerin söyledikleri doğrudur. Fakat temel nokta onları anlamamadır. Bunu iyi bil ve hiç şüphelenme ki, cennet, köşkler, ağaçlar, huriler, mallar, ırmaklar, meyveler, azap, ateş ve benzerleri rivayetlerde söylendiği ve eserlerde anlatıldığı gibi, sadece görüntülerle izah edilemez; onların başka anlamlan da vardır. Bu anlamları, velilerin hâlisleri bilmektedirler.
İbadetlerin amacı, gönülleri ölümlü varlıklardan sıyırıp, ebedî ve yüce varlığa yöneltmektir. Fâni varlıklara bağlı bir gönülle bin yıl namaz kılsan dahi, hiç bir sevap elde edemezsin.
Bu beden baki kalmayacağı gibi, ölümden sonra dağdan bölümlerinin yeniden birleşmesi de, mümkün değildir. Ölülerin diriltilmesindeki amaç, bu değildir.
Sen nerdesin ey gafil!
Dünyaya daldığın için, Allah'ı anlama yolundaki çabaların azalmıştır. Bu nesneler ve olgunluklar, senin düşündüğün gibi değildir. Fakat sen Hak'tan uzaklaştığın için, onlara yönetmiyorsun. Şayet bunları anlayabilirsen, onları kendine amaç edinip, gönlünü Allah'a yöneltebilirsin.
Sen, meyvelerle ve başka şeylerle aldatılan çocuğa benzersin. Çocuğa dersten ürkmesin diye, hoşuna gidecek şeylerle benzetmeler yapılır. Sen bu gafil gönlünle Allah ve peygamberleri tanıdığını ve kitaplar okuyarak, ne istediklerini anladığını mı sanıyorsun?
Dersle uğraştığın sürece, Hakk'ı idrak etmekten daha da uzaklaştığını bilmelisin!
Allah'ın buyruğu, kendi zatının gereğidir. Sözle, harflerle, Arapça veya başka bir dille izahtan münezzehtir. Kalem her şeyin gerçeğidir, kendine dair ne hal meydana gelirse yazmaktadır. Huriler, köşkler, ırmaklar, ağaçlar, meyveler ve benzerlerinin tümü, hayal âleminde gerçekleşir, duyu âleminde gerçekleşmez; bunu anla!
Cin de aynı şekildedir, adı da bunu gösterir; zira görünen duyulardan gizlidir. Onu gören kişi zahirde gördüğünü sanır, gerçek öyle değildir. O, ancak hayal gücüyle kavranabilir.
Ulu Tanrı Kur'ân'da buyurmuştur ki: “Gaybı bilinmeyeni, Allah'tan başka kimse bilmez. İlimde ilerlemiş olanlar ise, O'na inandık derler.” Bunu ancak akıl sahipleri düşünebilirler.
“Elif ve lam, ismi umumi hale sokma belirtisidir. Gerçekte bilen yalnız bir ve kahhar olan Allah'tır. Bütünün bütünde olmasında şüphe yoktur. Yani, varlıklar her nesnede ve hatta her zerrede vardır. Görmüyor musun tohumda bütün ağacın var olduğunu ve bütünün ağacın her bölümünde oluştuğunu?
Ağacın bütünü meyvede mevcuttur. Her bölümünde bir tohum vardır, böylece bütün buradadır ve ondan oluşmaktadır. Aynı şekilde bütün âlemler, kâinat “özden” meydana gelmektedir ve asıl da bütünden gerçekleşmektedir. Bütün kâinat bir zerrede vardır ve buradan iman sahibi kişiler gizli sırrı anlarlar.
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 ... 24 »