This shows you the differences between two versions of the page.
— |
mesnevi:birinci_cilt_071 [2016/07/17 15:27] (current) |
||
---|---|---|---|
Line 1: | Line 1: | ||
+ | ~~NOCACHE~~ | ||
+ | <php>tpl_youarehere();</php> | ||
+ | ---- | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php> | ||
+ | [<2>] | ||
+ | ~~Title: Mesnevi 1. Cilt : 71~~ | ||
+ | === MESNEVI 1. CILT === | ||
+ | === MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ === | ||
+ | === === | ||
+ | ---- | ||
+ | 1605. Peygamber buyurdu ki:" Ey cüretli talip! Sakın hiçbir matlûp ile mücadele etme!" Sende Nemrûd'luk var, ateşe atılma, atılacaksan önce İbrahim ol! Madem ki sen ne yüzgeçsin, ne de denizci... aklına uyup kendini denize atma! Yüzgeç ve denizci, denizden inci çıkarır, ziyanlardan bile bir hayli fayda elde eder. Kâmil, toprağı tutsa altın olur; nâkıs, altını ele alsa toz toprak kesilir. \\ | ||
+ | 1610. O gerçek er, Tanrı'ya makbul olmuştur, bütün işlerde onun eli Tanrı elidir. \\ | ||
+ | Nâkıs kimsenin eli ise Şeytan'nın, ifritin elidir. Çünkü Şeytan'nın teklif ve hile tuzağına tutulmuştur. \\ | ||
+ | Kâmile göre bilgisizlik bile bilgi olur, nâkısın bildiği bilgi ise bilgisizlik kesilir. \\ | ||
+ | İlletli kimse, ne tutarsa illet olur. Kâmil kâfir bile olsa o küfür, din ve şeriat haline gelir. \\ | ||
+ | Ey yayan olduğu halde süvari ile yarışa girişen! Sen bu müsabakada kazanmayacak, onu geçmeyeceksin, iyisi mi, \\ | ||
+ | dur! \\ | ||
+ | Sihirbazların " Ne buyurursun, asâyı önce sen mi atarsın, yoksa biz mi atalım? " diyerek Mûsa Aleyhisselâm'a hürmey edip onu ağırlamaları, Mûsâ'nın da " Siz atın " demesi \\ | ||
+ | 1615. Melûn Firavun'un zamanında sihirbazlar Mûsâ ile kin güderek mücadeleye giriştiler. \\ | ||
+ | Fakat onu büyük tuttular, öne geçirdiler, ağırladılar. \\ | ||
+ | Zira ona " Ferman senin. İstiyorsan önce sen asânı at" dediler. \\ | ||
+ | Mûsâ " Hayır, ey sihirbazlar, önce siz büyülerinizi meydana koyun" dedi. \\ | ||
+ | Mûsâ'ya karşı gösterdikleri o kadarcık hürmet, din sahibi olmalarına sebep oldu; inat yüzünden de elleri ayakları kesildi. \\ | ||
+ | 1620. Sihirbazlar Mûsâ'nın hakkını anladıklarından evvelce işledikleri suça karşılık olarak ellerini, ayaklarını feda eylediler. \\ | ||
+ | Yemek yemek ve nükte söylemek, kâmile helâldir; madem ki sen kâmil değilsin yeme ve sükût et! Çünkü sen kulaksın, o dildir; o senin cinsinden değil, Tanrı, kulaklara " Ansitû" buyurdu. Çocuk önce, süt emme kabiliyetinde doğar, bir müddet susar ve tamamı ile kulak kesilir. Lâkırdı söylemeyi öğreninceye kadar bir zaman dudağını yumması, söz söylememesi gerekir. \\ | ||
+ | 1625. Kulak vermezse " ti,ti " diye mânasız sözler söyler; kendisini âlemin dilsizi yapar. \\ | ||
+ | Anadan sağır doğan ise hiç dinlemediği için dilsiz olur; nasıl dile gelsin? \\ | ||
+ | Çünkü söz söylemek için önce dinlemek gerektir. Söze, kulak verme yolundan gir. \\ | ||
+ | Evlere kapılardan girin; rızıkları, sebeplerine teşebbüs ederek arayın! \\ | ||
+ | Dinleme ihtiyacı olmaksızın anlaşılan söz, ancak tamahsız ve ihtiyaçsız olan Tanrı'nın sözüdür. \\ | ||
+ | 1630. Tanrı, yarattığını eşsiz, örneksiz yaratır; üstada tâbi değildir. Herkes ona dayanır; onun dayanacağı bir varlık yoktur. \\ | ||
+ | |||
+ | \\ | ||
+ | <php>sayfa_numaralama(171);</php> | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php> | ||
+ | |||