Differences

This shows you the differences between two versions of the page.

Link to this comparison view

mesnevi:birinci_cilt_109 [2016/07/17 15:29] (current)
Line 1: Line 1:
 +~~NOCACHE~~
 +<​php>​tpl_youarehere();</​php>​
 +----
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​
 +[<2>]
 +~~Title: Mesnevi 1. Cilt : 109~~
 +=== MESNEVI 1. CILT ===
 +=== MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ ===
 +===  ===
 +----
 +2525. Hepinizin yüzünüzün rengi deÄŸiÅŸir. Birbirinize bakınca yüzlerinizi türlü türlü renklerde görürsünüz. \\
 +İlk günlerde yüzleriniz safran gibi sararır; ikinci günü erguvan gibi kızarır. \\
 +Üçüncü günü yüzleriniz tamamı ile kararır, ondan sonra da Tanrı'​nın kahrı gelir, çatar. \\
 +EÄŸer bu tehdide benden delil isterseniz devenin yavrusunu daha doÄŸru kovalayın! \\
 +EÄŸer tutabilirseniz derdinize çare bulunur. Tutamazsanız ümit kuÅŸu uzaktan kaçtı, gitti!"​ dedi. \\
 +*Bu sözü duyunca hepsi birden köpek gibi onun ardından seÄŸirtmeÄŸe baÅŸladılar. \\
 +2530. Kimse yavruya eriÅŸmedi; daÄŸlar arasına dalıp kayboldu. \\
 +*Temiz ruh gibi ten ayıbından,​ nimet ve ihsan sahibi Tanrı'​ya kaçıp gitmekteydi. \\
 +Salih dedi ki: " Gördünüz mü Tanrı'​nın bu kazası nasıl geldi? Artık ümidin boynunu vurdu." ​ \\
 +Devenin yavrusu nedir? Salih? Peygamberin gönlü. Onun hatırını ele alın, onun isteÄŸini yerine getirin. \\
 +Onun gönlünü alırsanız azaptan kurtuldunuz;​ yoksa, piÅŸman olduÄŸunuzun,​ ümitsizliÄŸe düştüğünüzün günüdür. \\
 +Salih'​ten bu bulanık vâdi duydukları gibi azaba göz dikip beklemeye baÅŸladılar. \\
 +2535. Birinci gün yüzlerinin sarardığını gördüler.Ümitsizlikle soÄŸuk soÄŸuk ah etmeye baÅŸladılar. İkinci günü hepsinin yüzü kızardı. Artık ümit ve tövbe nöbeti kayboldu. \\
 +Üçüncü gün hepsinin yüzü kapkara kesildi. Salih Peygamberin hükmü: cenksiz, cidalsiz doÄŸru çıktı. Hepsi de ümitsiz bir hale gelince kuÅŸlar gibi ayaklarını altlarına alıp iki dizlerinin üstlerine çöktüler. Cibril-i Emin, bu diz çökmeyi Peygambere " Câsimîn"​ âyetini getirerek Kur'​an'​da anlattı. \\
 +2540. Sana diz çökmeyi öğrettikleri ve seni bu çeÅŸit diz çökmeden korkuttukları vakit, yani belâ gelmeden diz çök! Salih'​in kavmi, Tanrı kahrının zahmını beklediler: o kahır ve azap da gelip o ÅŸehri yok etti. Salih, halvetten çıkıp ÅŸehre doÄŸru gitti; gördü ki ÅŸehir duman ve ateÅŸ içinde. \\
 +Onların hâk ile yeksân olmuÅŸ cüzülerinden bile feryat ve figanlarını duyuyordu; feryat duyulmaktaydı ama ortada feryat eden yok! \\
 +Kemiklerinden iniltiler, sızıntılar duydu; canları çiÄŸ taneleri gibi yaÅŸ döküyor, aÄŸlıyordu. \\
 +2545. Salih bunu duyup aÄŸlamaya baÅŸladı: feryat edenlere feryat etmeye koyuldu: \\
 +" Ey bâtıl yolda yaÅŸayan kavim! Ben sizin çevrinizden Tanrı'​ya ÅŸikâyet etmiÅŸ aÄŸlamıştım. \\
 +Tanrı, bana " Onların eziyetlerine sabret; onlara nasihat ver. Zaten devirlerinden çok bir zaman kalmadı"​ demiÅŸti. \\
 +Ben, " Cefaları eziyetleri yüzünden onlara nasihat edemiyorum. Nasihat sütü sevgiden, sâflıktan coÅŸup akar" ​ \\
 +demiÅŸtim. \\
 +Bana o kadar eziyetler ettiniz ki nasihat sütü damarlarımda dondu. \\
 +
 +\\
 +<​php>​sayfa_numaralama(171);</​php>​
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​
 +