Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 114
2655. Fakat şaşılacak şeydir ki inanan kişinin kalbine sığarım. Beni ararsan inanan gönüllerde ara buyurdu“ dedi. Tanrı dedi ki: ” Ey haramdan, şüpheli şeylerden sakınan! Kullarımın arasına gir ki bu suretle beni görme cennetine erişesin.“
Arş, bile o nuriyle, o genişliğiyle beraber Âdem' görünce yerinden kalktı. Arşın sonsuz bir büyüklüğü var, fakat mânaya karşı suret nedir ki? Her melek diyordu ki: Bizim bundan önce yeryüzüyle üfletimiz vardı.
2660. Hizmet ve ibadet tohumunu yere ekiyorduk. Yere olan bu meylimize, bu alâkamıza da şaşmaktaydık.
Gökten yaratıldığımız halde yeryüzüne bu alâkamız nedir? Biz nurlarız, karanlıklarla ülfetimiz neden? Nur zulmetlerle yaşayabilir mi? Ey Âdem! O ülfet, senin kokundanmış. Çünkü cisminin nesci yeryüzü. Topraktan olan cismini yeryüzünde dokudular; pak nurunu burada buldular.
2665. Şimdi canımızın ruhundan bulduğu ülfet, bundan önce cisminin yoğrulduğu topraktan parlıyordu. Yeryüzündeydik ama yerden gafildik, orada gömülü olan defineden haberimiz yoktu. Tanrı da bize oradan göklere sefer etmeyi emredince, bu yurt değiştirme, acı geldi. O yüzden Tanrı'ya deliller getirerek ” Ey Tanrı! Bizim yerimize kim gelecek? Bu tesbih ve tehlinin nurunu, dedikoduya satıyorsun“ dedik.
2670. Tanrı hükmü, bize rahmet yaygısını döşedi:” Açıkça istediğinizi söyleyin. Tek evlâtların babalarına söyledikleri gibi ağzınıza ne gelirse çekinmeden deyin. Çünkü bu sözler, yaraşmasa bile rahmetim, gazabımdan artıktır. Ey melek! Bunu meydana çıkarmak için gönlünüze şüpheler salmaktayım;
Sen söyleyesin; ben darılmayayım, gazaplanmayayım. Bu suretle de benim hilmimi inkâr eden ağız açamasın.
2675. Her nefeste bizim hilmimizden yüzlerce baba yüzlerce ana doğar, yokluğa dalıp mahvolur.
O babaların, o anaların hilmi, şefkati, bizim hilim ve şefkat denizimizin köpüğüdür. Köpük gider gelir ama deniz
bâkidir dedi.“
Hayır, ne dedim? O inciye karşı bu sedef, köpük değil, köpüğünün köpüğüdür.
İşte o köpük hakkı için, o sâf deniz hakkı için bu söz bir sınama, bir lâf değil.
Sevgiden, vefadan, boyun büküp teslim olmadan ileri gelmiştir. Huzuruna varacağım Tanrı hakkı için.
2680. Bu hevesim, sence sınamadan ibaretse bu sınamamı sına.
Sırrını saklama ki sırrım meydana çıksın. Elimden geleni; gücümün yettiğini buyur!
Gönlündekini benden gizleme de benim gönlümdeki de ortaya çıksın bu suretle ne yapabileceksem kabul edeyim. Fakat nasıl edeyim; elimde ne çare var? Bir bak hele, canım ne işe yarar ki?
Kadının kocasına rızık isteme yolunu göstermesi, onun da kabul etmesi
Kadın dedi ki:” Bir güneş doğmuş, bütün cihan ondan aydınlanmıştır. 2685. O Tanrı vekili, Tanrı halifesidir. Bağdat şehri, onun yüzünden bahar gibidir.
« 01 ... 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 ... 171 »