Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 15
Onların canı sırrına akıl almaz sahraya gitti. Ruhlarıda istirahatte, bedenleri de. Sonra tekrar bir ıslıkla onları tuzağa çeker, hepsini teklif kaydine düşürürsün. *Sabah vaktinin nuru başkaldırıp feleğin altın gerkesi kanat çırpınca, Sabahı zuhura getiren, İsrafil gibi, herkesi o diyardan sûret âlemine getirir; Yayılmış ruhları cisim yapar, her cismide tekrar gebe bırakır.
400. Can atlarını eğersiz kor; bu, “ uyku ölümün kardeşidir” sırrıdır. Fakat gündüzün geri gelmeleri için ayaklarını uzun bir bağla bağlar. Tâ ki o çayırdan, onu geri çeke ve otlaktan yine yük altına getire. Keşki Eshâb-ı Kehf gibi yahut Nûh'un gemisi gibi bu ruhu koruyaydı. Da bu fikir, bu göz ve kulak; şu uyanıklık ve akıl tufanından kurtulaydı.
405. Dünyada nice Eshab-ı Kehf vardır ki bu zamanda senin yanıbaşında ve önündedir.
Mağara da, dost da onunla terennüm etmektir. Ne fayda, senin gözünde ve kulağında mühür var?
Halifenin Leylâ'yı görmesi
Halife, Leylâ'ya dedi ki:“ Sen o musun ki Mecnun, senin aşkından perişan oldu ve kendini kaybetti. Sen başka güzellerden güzel değilsin. ” Leyla, “ Sus, çünkü sen Mecnun değilsin” diye cevap verdi. Uyanık olan daha ziyade uykudadır. Onun uyanıklığı uykusundan beterdir.
410. Canımız Hak ile uyanık olmazsa uyanıklık, bizim için iki dağ arasındaki boğaz ve geçit gibidir. Canın; her gün hayalin tekmesini yemeden, ziyandan, faydadan, elden çıkarma, kaybetme korkusundan. Ne temizliği kalır, letâfeti, ne kuvveti, ne de göklere çıkacak yolu! Uyumuş ona derler ki o, her hayalden ümitlenir, onunla konuşur; Uykuda Şeytan'ı Hûri gibi görür, sonra şehvetle Şeytan'a erlik suyu döker.
415. Nesil tohumunu çorağa dökünce uyanır, kendine gelir, hayalde ondan kaçar.
O rüyadan elde ettiği baş ağrısı, sersemlik beden pisliğidir. Ah, o zâhirde görünen, hakikatte görünmeyen, aslı olmayan hayalden!
Kuş havadadır, gölgesi yerde kuş gibi uçar görünür.
Ahmağın biri, o gölgeyi avlamaya kalkışır, takati kalmayıncaya kadar koşar.
O gölgenin havadaki kuşun aksi olduğundan; o gölgenin aslının nerde bulunduğundan haberi yok!
420. Gölgeye doğru ok atar. Bu araştırma yüzünden okluk bomboş kalır. Ömrünün okluğu boşaldı. Ömür gitti; gölge avı ardında koşmada yandı eridi! Bir kişinin dadısı, Tanrı gölgesi olursa onu gölgeden ve hayalden kurtarır. Tanrı'ya kul olan, Tanrı gölgesidir. O bu âlemden ölmüş, Tanrı ile dirilmiştir.
Fırsatı kaçırmadan ve şüphe etmeksizin onun eteğine sarıl ki âhir zamanın sonundaki fitnelerden kurtulasın.
425. Tanrı gölgeyi nasıl uzattı (âyeti) evliyanın nakşidir. Çünkü velî, Tanrı güneşi nurunun delilidir.
Bu yolda bu delil olmaksızın yürüme, Halil gibi “ Ben batanları sevmem ” de!
Yürü, gölgeden bir güneş bul. Şah Şems-i Tebrîzî'nin eteğine yapış!
Bu düğün ve gelinin bulunduğu yerin yolunu bilmezsen Hak ziyası Hüsameddin'den sor!
Haset, yolda gırtlağına sarılırsa… bil ki İblis'in tuğyanı hasettedir.
« 01 ... 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 ... 171 »