Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 26
Tür mest-u hane Musa saikadır ki “ Ve harre Musa saika — Musa da baygın bir halde yere yığıldı” cümlesi, aynen Kur'an'dan alınmadır (Sure: 7 — A'râf, âyet: 143).
B. 35. ten itibaren. Hikâyede “ Hakikatta o, Bizim bugünkü halimizdir” deniyor. Padişah bir halayığa âşıktır, halayık da başka birisini sevmekte. O sırada Tanrı tarafından bir hekim geliyor. Bu veli hekim, halayığın hastalığını anlayıp rakibi ortadan kaldırıyor, padişah da nihayet mecazi aşktan kurtulup hakikata ulaşıyor. Acaba Mevlâna, birisine âşıktı da Şemseddin-i Tebrizî, o sırada mı geldi? Bu gelen veli hekimin Şems'e işaret olması çok mümkün. Nitekim 118 inci beyitten itibaren açıkça Şemseddin öğülmekte. 123 üncü beyitte adı da geçiyor.
B. 47 Mesih, Kur'an'ın 3 üncü suresi olan Al-i İmran suresinin 45 inci âyetinde, 4 üncü suresi olan Nisa suresinin 171 ve 172 nci âyetlerinde, 5 inci suresi olan Mâide suresinin 17 ve 75 inci âyetleriyle 9 uncu suresi olan Tevbe suresinin 31 inci âyetinde İsa Peygamber, bu adla anılır. Çok gezen, yüce ve şerefli, yahut vaftiz eden mânalarına geldiğini söyliyenler vardır.
B. 48. 49, 50. “ İnşallah — Tanrı isterse” demektir, Kur'an'da, hiçbir şeyin. Tanrı dilemedikçe olmıyacağı, onun için bir şey hakkında yarın yaparım denmemesi, bu sözün de söylenmesi bildiriyor (Sure: 18 — Kehf. âyet: 23 24). Bu âyetten alınan “ İnşaallah” sözü halk arasında kullanılagelmişir. Anadolu'da, birçok yerlerde “ Allah izin verirse” denir ki tam bunun karşılığıdır.
B. 53. Sirkencübin, Farsça Sirkengübin sözünün Arapçalaşmış şeklidir. Sirke ile baldan yapılan buzlu. bir şerbettir. Yazın sıcak günlerde içilir, harareti keser. Aynı beyitte bademyağının da kuruluk verdiği. yani. aksi bir tesirde bulunduğu söylenmektedir. Eski tıpta bademyağı yumuşatıcı bir ilâç olarak kullanıldığı gibi bugün de yine kullanılmaktadır.
B. 54. Halk dilinde helile denen halilenin karası, mülâyimlik vermek, sarısı ishali kesmek için kullanılır. Nebati bir ilâç olan helilenin Lâtincesi Terminaliadır.
B. 80-82. İsrailoğullarına çölde bulut gölgelik etmiş, gökten pişmiş, kebap olmuş kuşla kudret helvası yağmıştır (Sure: 2 — Bakara, âyet: 57). İsrailoğulları Musa'dan sarmısak, mercimek, soğan ve saire isteyip bir çeşit yemekten bıktıklarını söylemişler, bunun üzerine yokluğa, alçaklığa düşmüşler. Tanrı'dan gazap olarak veba hastalığına uğramışlardır.(aynı sure âyet:61)
B. 83-87. Havariyy un'un ricası üzerine İsa'nın duasiyle gökten yemek indiği Kur'an'da hikâye edilmektedir. (Sure: 5 — Mâide. âyet: 112-114).
B. 88. Peygamber'in “ Yağmur yağmadığını gördünüz mü bilin ki halk zekât vermemektedir. Tanrı da rahmetini onlardan esirgemektedir. Veba çıktığını gördünüz mü bilin ki dünyada zina çoğalmış, etrafa yayılmıştır” dediği rivayet edilmiştir.
B. 92. Azâzil, Şeytan'nın eski adıdır. Melekler arasında Tanrı'ya ibadet edip dururken. Âdem yaratılmış. Tanrı emrini dinlemeyip kendisini, ateşten yaratıldığı için daha hayırlı görmüş, Adem'e secde etmemiş ve rahmetten uzaklaştırılmıştır. Kur'an'ın birçok yerlerinde
(o cümleden olarak sure: 18 — Kehf, âyet: 50, 7 — A'raf. 11). Adem - Şeytan hikâyesi tekrarlandığı gibi Mesnevi'de de sırası geldikçe tekrarlanmaktadır.
B. 96. “ Sabır, genişliğin anahtarıdır” mealinde bir hadîs rivayet edilir.
« 01 ... 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 36 ... 171 »