Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 41
Aslan dedi ki: “ Evet ama kulların Tanrısı bizim ayağımızın önüne bir merdiven koydu.
930. Dama doğru basamak basamak çıkmalı, burada Cebrî olmak ham tamahtır. Ayağın var, nasıl olur da kendini topal edersin; elin var, neye pençeni saklarsın? Efendi, kölenin eline beli verince söylemeden dileği malûm olur. Bel gibi olan el de, Tanrı işaretlerindendir. Sonu düşünmek hassası da onun ibareleridir. Tanrı'nın işaretlerini canına nakşederek ve o işarete vefakârlık ederek can verirsen.
935. Sana nice sır işaretleri bahşeyler; senden yükü kaldırır, seni iş güç sahibi eder.
Şimdi yük altındasın; Tanrı seni yükler, bindirir. Şimdi onun emrini kabul etmektesin; sonra seni makbul eder. Şimdi onun emrini kabul etmişsin, sonra o emirleri söylersin. Şimdi vuslat arıyorsun, ondan sonra da vâsıl olursun. Tanrı'nın nimetine şükretmeye çalışmak kudrettir. Senin cebrîliğin ise o nimeti inkârdır. Onun verdiği kudrete şükretmek kudretini artırır. Cebir ise nimeti elinden çıkarır.
940. Senin cebrîliğin yolda uyumaktır, uyuma; o kapıyı, o dergâhı görmedikçe uykuya dalma! Ey dikkatsiz Cebrî! Sakın o meyvalı ağacın altından gayrı bir yerde uyuma. Ki rüzgâr her anda dalları silkip başına çerez ve azık döksün.
Cebre inanmakla yol kesen haydutlar arasında uyumak müsavidir. Vakitsiz öten kuş nasıl olur da kurtulur? Eğer onun işaretlerine burun büküyorsan kendini erkek mi sanıyorsun? Dikkat edersen anlarsın ki kadınsın!
945. Sendeki bu kadarcık akıl da zayi olur, aklı uçan başsa buyruk kesilir!
Zira şükretmemek uğursuz ve ayıp bir şeydir; o hal, şükretmeyeni, tâ ateşin dibine kadar çeker götürür. Tevekkül ediyorsan çalışmak hususunda tevekkül et; kazan da sonra Tanrı'ya dayan!”
Av hayvanlarının tekrar tevekkülü çalışmaya tercih eylemeleri
Hepsi ona bağırarak dediler ki: “ Sebep tohumlarını eken o harisler.” Kadın, erkek nice yüz binlerce kişi, neden oldu da zamane menfaatlerinden mahrum kaldılar?
950. Dünyanın başlangıcından beri yüz binlerce kavim, ejderha gibi ağız açmışlar;
O bilgili, idrakli kavimle hileler düzmüşler, tedbirlerde bulunmuşlardır. Öyle tedbirler ki o tedbirlerle dağ bile tâ dibinden kopar, yerinden ayrılırdı.
Tanrı, onların hile ve tedbirlerini “ O tedbirler yüzünden dağların tepeleri bile oynar, yıkılır, dümdüz olurdu” diye öğdü.
(Bunca tedbirlerine rağmen) o avlanmalarından, o çalışmalarından ezelde verilen kısmetten başka bir şey yüz göstermedi.
Hepsi tedbirlerden de âciz kaldılar, çalışmadan da; ortada Tanrı'nın işi ve hükümleri kaldı.
955. Adı, sanı belli kişi! Kazanmayı bir addan başka bir şey bilme; ey kurnaz ve hilekâr adam! Çalışmayı bir vehimden başka bir şey sanma.“
Azrâil'in birisine bakması, onun da Süleyman Aleyhisselâm'ın sarayına kaçması, tevekkülün çalışmadan üstün olduğu ve çalışmadaki faydaların azlığı
« 01 ... 31 32 33 34 35 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 47 48 49 50 51 ... 171 »