Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 51


MESNEVI 1. CILT

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ


bütün kuşlar, cik cik ötmeyi bırakmışlar; kardeşinin seninle konuşmasından daha fasih bir surette Süleyman'la
konuşmaya başlamışlardı.
1205. Aynı dili konuşma, hısımlık ve bağlılıktır. İnsan yabancılarla kalırsa mahpusa benzer. Nice Hindli, nice Türk vardır ki dildeştirler. Nice iki Türk de vardır ki birbirlerine yabancı gibidirler. Şu halde mahremlik dili, bambaşka bir dildir. Gönül birliği dil birliğinden daha iyidir. Gönülden sözsüz, işaretsiz, yazısız yüz bimlerce tercüman zuhur eder. Kuşların hepsi, bütün sırlarını, hünerlerine, bilgi ve işlerine ait şeyleri.
1210. Süleyman'a birer birer apaçık söylüyorlar, kendilerini bildirmek ve tanıtmak için öğünüyorlardı.
Bu öğünmek kibirden, varlıktan dolayı değildi. Her kuş, onun huzuruna varsın, yakınlarından olsun diye öğünüyordu.
Bir kul, bir efendiye kul olmak dilerse hünerinden bir miktarını ona arzeder.
Fakat o efendi tarafından satın alınmayı istemezse kendisini hasta, sağır, çolak ve topal gösterir.
Hüthüdün hünerini arzetme sırası geldi; sanatını ve düşüncelerini bildirme nöbeti erişti.
1215. Dedi ki: “ Ey Padişah, en küçük bir hünerimi kısaca arzedeyim. Kısa söylemek daha iyidir.” Süleyman “ Söyle bakalım, o hangi hünerdir?” dedi. Hüthüt, “ Gayet yükseklerde uçtuğum zaman, Havadan bakınca yerin tâ dibindeki suyu görürüm.
O su nerededir, derinliği ne kadardır, rengi nedir, topraktan mı kaynıyor, taştan mı? Hepsini görür, bilirim. Ey Süleyman! Ordu kurulacak yeri tâyin etmek üzere beni sefere beraber götür” dedi.
1220. Süleyman da “ Ey iyi yoldaş! Susuz ve uçsuz bucaksız çöllerde sen bize arkadaş ol; bu suretle su bulur, seferde yoldaşlara saka olursun” dedi.
Karganın, Hüthüt'ün dâvasını kınaması
Karga, bunu işitince hasedinden ilerleyip Süleyman'a “ Hüthüt aykırı ve kötü söyledi. Padişah huzurunda söz söylemek, edebe aykırıdır. Hele yalan ve olmayacak söz olursa. Eğer onun böyle bir görüşü olsaydı bir avuç toprak altındaki tuzağı nasıl görmezdi? Nasıl olur da tuzağa tutulurdu, nasıl olur da ümitsiz bir halde kafese girerdi?” dedi.
1225. Bunun üzerine Süleyman dedi ki: “ Ey Hüthüt! Daha ilk kadehte böyle bulunman lâyık mı, akla sığar mı?
Ayran içen! Kendini nasıl oluyor da sarhoş gösteriyor, huzurumda sonu yalan çıkacak bir söz söylüyorsun?”
Hüthüt'ün karganın kınamasına cevap vermesi
Hüthüt dedi ki: “ Padişahım, Allah aşkına bu çıplak yoksul hakkında düşmanın söylediği sözü dinleme!
Eğer ettiğim dâva yalansa işte başımı koydum, boyumu vur! Kaza hükmünü inkâr eden karga, binlerce aklı olsa yine
kâfirdir.


«   01   ...    41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   ...    171   »