Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 53
Eğer kaza, seni gece gibi sararsa sonunda yine elinden tutacak odur;
Yüz kere canına kasdederse yine sana can veren derdine derman olan kazadır.
1260. Bu kaza yüz kere yolunu kesse de yine senin çadırını göklerin üstüne kurar.
Seni eminlik mülküne götürmek için bu korkutmasını inayet bil!
Bu sözün sonu gelmez, söz de uzadı. Sen tavşanla aslan hikâyesini dinle!
Kuyuya yaklaşınca aslanın yanında, tavşanın geri çekilmesi
Kuyu yanına gelince aslan, tavşanın geri kaldığını gördü. Dedi ki: “ Niçin ayağını geri çektin. Ayağını geri çekme, ileri gel!”
1265. Tavşan “ Ayağım nerede? Elim ayağım kesildi. Canım tir tir titriyor, yüreğim yerinden oynadı. Yüzümün rengini görmüyor musun? Altın sarısı gibi. Rengim, ne halde olduğumu bildiriyor. Tanrı yüze ” bildirici“ demiştir. Onun için âriflerin gözü, yüze dalmış, kalmıştır. Renk ve koku, çan gibi haber verir; atın kişnemesi, atın mevcudiyetini bildirir. Eşeğin sesini, kapının sesinden fark edesin diye her şeyin sesi, o şeyi haber verir.
1270. Peygamberinsanları ayırtetmek hususunda ” insan, sözünde gizlidir“ dedi. Yüzün renginde gönül halinden bir nişan vardır. Bana acı, sevgi kalbinde tut!
Kırmızı yüz, sahibinin refah ve saadetine delâlet eder, sarı yüz, sahibinin meşakkat ve belâ içinde olduğunu bildirir. Elimi, ayağımı alana, yüzümün rengini uçurana, kuvvetimi giderene, çehremi bozana uğradım. Önüne geleni kırma, ağaçları kökünden, dibinden söküp çıkarana sataştım.
1275. Adamları, hayvanları, cemadat ve nebatatı mat edene rastladım.
Bunlar cüziyattır, külliyatın da onun yüzünden renkleri sararmış, kokuları bozulmuştur.
Cihan; gâh sabredip gâh şükrettikçe bağlar, bahçeler, gâh giyinir, gâh çırçıplak kalır;
Güneş, ateş renginde doğmuşken diğer bir saatte baş aşağı batar;
Göklerde pırıldıyan yıldızlar; zaman zaman ihtiraka uğrarlar;
1280. Güzellikte yıldızlardan daha parlak olan ay da ince ağrıya tutulup hilâl olur; Çok sakin ve edepli olan bu yeri de sarsıntı sıtmaya düşürür;
Nice dağlar, bu ansızın gelen felâketten dolayı yeryüzüne kumlar gibi dağılıvermişlerdir! Ruhla eş olan hava bile kaza baş gösterince veba kesilir, ufunetlenir: Ruhun kızkardeşi olan lâtif su, bir gölcükte sarı, acı ve bulanık bir hale gelir;
1285. Azametli ve kibirli ateşi bile bir yel söndürüverir!
Denizin halini de ıstırabından, coşkunluğundan anla, aklının değişik durduğunu, kalıptan kalıba girdiğini bil!
Tanrı rızasını arayıp duarn başı dönmüş feleğin hali de oğullarının hali gibidir:
Gâh en altta, gâh ortada, gâh en tepede. Onda da bölük bölük kutlu ve yomsuz zamanlar var!
« 01 ... 43 44 45 46 47 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 ... 171 »