Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 55


MESNEVI 1. CILT

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ


1315. Yerde bir zayıf aman dilerse, gökyüzü askerleri birbirlerine karışırlar. Sen birisini dişinle ısırıp ta kan içinde bırakırsan diş ağrısına tutulunca ne yaparsın? Aslan, kuyuda kendisini görünce hiddetinden o anda kendini düşmanından ayırt edemedi. Kendi aksini kendi düşmanı sandı, hulâsa, kendisine kılıç çekti.
Ey adam! İnsanlarda gördüğün birçok zulümler, senin huyundur; sen, kendi huyunu onlarda görüyorsun.
1320. Senin varlığın, nifakın, zulmün, gafletin onlara aksetmiştir.
Sen o sun, sen kendini yaralamaktasın. O anda lânet ipliğini kendine, kendin dokuyorsun!
O kötülüğü sen kendinde açıkça görmüyorsun. Görsen kendine kendin, candan düşman olurdun.
Ey ahmak! Kendine saldıran o aslan gibi sen de kendine saldırıyorsun.
1325. Ahlâkının künhüne erişir, hakikatını anlarsan o adam olmamazlığın senden olduğunu bilirsin. Aslan; başka bir aslan gibi görünen şeklin, kendi aksinden ibaret olduğu kuyu dibinde zâhir oldu. Bir zayıfın dişini söken, o ters gören aslanın işini işlemektedir.
Ey başkasının yüzünde kötü bir ben gören! Gördüğün kendi beninin aksidir, ondan nefret etme! “ Müminler birbirinin aynasıdır.” Bu haberi Peygamber'den rivayet etmediler mi? Gözünün önüne gök renkli bir cam koymuşsun, o sebepten âlem sana gök görünüyor.
1330. Kör değilsen bu körlüğü kendinden bil. Kendine kötü de, başkasına deme!
Eğermümin, Tanrı nuruyla bakmamış olaydı; gaip mümine bütün çıplaklığıyla nasıl görünürdü?
Fakat sen Tanrı nuruyla değil, Tanrı ateşiyle baktığından kötülükte kaldın, iyilikten gafil oldun;
*İyiliği kötülükten ayırt edemedin, kötülükten de gafil oldun, iyilikten de.
Ey gama, kedere dalmış adam! Azar azar ateşe nur serp ki ateşin nura dönsün.
Ya Rabbi, sen de o tertemiz suyu serp de âlemin şu ateşi tamamıyla nur olsun.
1335. Denizin suyu hep ferman altındadır; ya Rabbi su da senindir, ateş de! Sen istersen ateş, lâtif su olur; dilemezsen su bile ateş kesilir.
Bizim şu niyazımızı a yine sen ilham etmektesin. Zulümden kurtulmamız, senin ihsanındır. Sen bize bu isteği, biz istemeksizin verdin, hadsiz, hesapsiz ihsanlarda bulundun.
Tavşanın, av hayvanlarına “ aslan kuyuya düştü” diye müjde götürmesi
Tavşan kurtulduğunda sevinerek ovaya, av hayvanlarına koştu.
1340. Aslanın kuyuda öldüğünü görünce çayıra doğru döne oynıya gitmekteydi.
Ölümün pençesinden kurtulduğundan ayağı yerden kesilmiş, sevinmiş, el çırpmakta, dallar, yapraklar gibi yeşermiş neşelenmiş, oynamaktaydı.
Dallar, yapraklar, toprak hapsinden kurtulunca başlarını yükseltir, rüzgârın eşi, arkadaşı olurlar.
Yapraklar, daldaki tomurcukları yarıp çıkınca ağacın tâ üstüne çıkarlar.
Her meyva ve her yaprak, tomurcuğunun diliyle Tanrı'nın şükrünü terennüm eder;


«   01   ...    45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   64   65   ...    171   »