Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 82


MESNEVI 1. CILT

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ


“ Naz için gül gibi bir yüz gerek. Öyle bir yüzün yoksa kötü huyun etrafında dönüp dolaşma, nazlanma!
Çirkin ve sarı bir yüzün nazı da çirkindir. Gözün hem kör, hem de hastalıklı oluşu müşküldür.
Yusuf'a karşı nazlanma, güzellik iddia etme! Yakub'casına niyaz etmek ve ah eylemekten başka bir şey yapma!
Dudunun ölümünün mânası niyazdı. Sen de niyaz ve yoksullukta kendini ölü yap!
1910. İsâ'nın nefesi seni diriltsin, kendisi gibi güzel ve mutlu bir hale getirsin!
Baharların tesiriyle taş yeşerir mi? Toprak ol ki renk renk çiçekler bitiresin.
Yıllarca gönüller yırtan, kalblere elem veren taş oldun; bir tecrübe et, bir zaman da toprak ol!
Tanrı razı olsun, Ömer zamanında yoksulluk gününde gidip mezarlıkta çenk çalan ihtiyar çalgıcının hikâyesi
(Bilmem) işittin mi? Ömer zamanında pek güzel, pek lâtif çenk çalan bir çalgıcı vardı. Bülbül onun sesinden kendini kaybeder; bir namesini dinleyenlerin şevki, yüz misli artardı.
1915. Meclisleri, cemiyetleri, onun nağmeleri süsler; onun sesinden kıyametler kopardı. Sesi, israfil gibi mucizeler gösterir, ölülerin bedenlerine can bağışlardı. Yahut İsrafil'e yardım ederdi; onun nağmelerini dinleyen fil bile kanatlanırdı. İsrafil, birgün nağmesini düzer ve yüzlerce yıllık çürümüş ölüye can verir.
Peygamberlerin de içlerinde öyle nağmeler vardır ki o nağmelerde isteyenlere, değer biçilmez bir hayat erişir.
1920. Fakat o nağmeleri his kulağı duymaz, çünkü his kulağı, kötülükler yüzünden pis bir haldedir.
İnsanoğlu perinin nağmesini işitmez; çünkü perilerin sırlarına yabancıdır.
Gerçi perinin nağmesi de bu âlemdedir ama gönül nağmesi her iki sesten de yüksektir.
Zira peri de, insan da mahpustur; ikisi de bu bilgisizlik ve gaflet zindanındadır.
Rahman Sûresinden ” Yâ ma'şaralcinn“ âyetini oku; ” Tenfüzû testa'tîû “ nun mânasını iyice bil!
1925. Velîlerin içi nağmeleri evvelâ der ki: ” Ey yokluk âleminin cüzüleri!
Kendinize gelin; nefis yokluğundan baş çıkaran; bu hayali, bu vehmi bir tarafa atın!
Ey Kevn ü fesat âleminde tamamiyle çürümüş canlar! Ebedî canlarınız ne vücuda geldi, ne doğdu!“
O nağmelerden pek az, pek cüzi bir miktarını söylesem canlar, mezar ve merkatlerinden baş kaldırırlar.
Kulak ver! O nağmeler uzakta değil; fakat sana söylemeğe izin yok.
1930. Agâh ol ki velîler, zamanın israfil'idirler. Ölüler, onlardan can bulur, gelişirler.
Ölü canlar, ten mezarında kefenlerine bürünmüş yatarlarken onların sesinden sıçrayıp kalkarlar
Derler ki: Bu ses, öbür seslerden bambaşka; çünkü diriltmek Tanrı sesinin işidir.


«   01   ...    72   73   74   75   76   77   78   79   80   81   82   83   84   85   86   87   88   89   90   91   92   ...    171   »