Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 97


MESNEVI 1. CILT

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ


Ama tek bir kurtuluş imkânı bulunsun… Yahut denizden başka onu bir tanıyan, gören olsun… Hayır bu çeşit dalış
değil.
Bu sözler, her an zuhura gelmeseydi, durmadan zuhur ediş, bu sözlerin söylenmesine sebep olmasaydı aklı cüzi, külle ait sözler söylemezdi.
2215. Fakat birbiri ardınca durmadan zuhur ettikçe zuhur ediyor. Bundan dolayı da denizin dalgaları buraya gelip durmakta.
İhtiyar çalgıcının hikâyesi buraya varınca ihtiyarda yüzünü perde arkasına çekti, ahvali de. İhtiyar, eteğini dedikodudan silkti; ona ait bizim ağzımızda ancak yarım bir söz kaldı. Bu ayşü işreti düzüp koşma uğrunda yüz binlerce can feda edilse değer. Can ormanındaki avcılıkta doğan ol; cihanın güneşi gidip canla oyna!
2220. Yüce güneş, can vere gelmiştir; her nefeste boşaldıkça (nurla ) doldururlar.
Ey mânevi güneş, can ver de eski cihana yenilik göster.
İnsanın vücuduna akıl ve ruh, gayb âleminden akar su gibi gelmekte.
Her Pazar yerinde “ Yarabbi, muhtaçları doyuranların her birerine verdiklerine karşılık mükâfat ihsan eyle. Yarabbi, vermeyip saklayanların mallarını da telef et, onları zararlandır” diye dua eden iki meleğin dualarını tefsir ve o verici kişinin Tanrı yolunda mücahit olduğu, heva ve heves
yolunda müsrif olmadığı
Peygamber dedi ki: “ Öğüt vermek üzere iki melek hoş bir surette nida ederler: Ey Tanrı, muhtaçlara ihtiyaçları olan şeyi verenleri doyur, verdikleri her dirheme karşılık yüz bin ihsan et!
2225. Yarabbi, malını esirgeyenlere de ziyan içinde ziyandan başka bir şey verme!”
Fakat nice esirgemeler vardır ki vermeden iyidir. Tanrı malını Tanrı'nın buyurduğu yerden gayriye verme,
Ki hadde hesaba sığmaz hazine elde edesin ve bu suretle kâfirlere, küfranı nimet edenlere katılmayasın.
Kâfirler; kılıçları, Mustafa'ya üstün olsun diye develer kurban edenlerdi.
Tanrı emrini, Tanrı'ya ulaşmış birisinden sor, öğren. Her gönül, Tanrı emrini anlayamaz.
2230. (Yersiz ihsan), âsi bir kölenin, gûya adalet ediyorum, ihsanda bulunuyorum diye padişahın malını âsilere dağıtmasına benzer.
Kur'an'da “ onların bütün ihsanları hasretten ibarettir” diye gaflet ehlini korkutan bir âyet vardır.
Şu âsinin adlü ihsanı, onu padişahtan daha ziyade uzaklaştırır, gözden düşürür ve ancak yüzünü kara eder.
Mekke ulularının Peygamberle harp ederken kurban kesmeleri de, Tanrı tarafından kabul edilir ümidiyleydi.


«   01   ...    87   88   89   90   91   92   93   94   95   96   97   98   99   100   101   102   103   104   105   106   107   ...    171   »