Ana Sayfa » Mesnevî-i Şerif Tercümesi » Mesnevi 1. Cilt : 123


MESNEVI 1. CILT

MEVLANA CELALEDDİN-İ RUMİ


duraklamanın. Çelebi Hüsameddin'in karısının ölümü ve yeniden evlenmesi yüzünden olduğunu ve iki yıldan ibaret bulunduğunu söylerse de ikinci cilde, birinci cildin bitmesinden aşağı yukarı altı sene sonra başlandığı yukardaki hesaptan açıkça meydana çıkmaktadır. Salih Ahmet Dede, “ Mecmua-al Tavârîh-al Mevleviyye” de birinci cilde 659 cümadelâhırası sonlarında başlandığını, hiçbir kaynak göstermeden söyler. Herhalde bu hesabı, Eflâkî'nin iki yıl duraklama kaydını gözeterek ve nihayet bir cildin bir yılda biteceğini tahmin ederek yapmıştır. Halbuki arzettiğimiz gibi birinci cildin sonlarında henüz Abbasoğulları İmparatorluğu vardır. Şu halde bu kayıt da tamamiyle yanlıştır.
(2801 -3500 Beyitler)
Dünyaya âşık olan kişi, üstüne güneş vurmuş bir duvara âşık olur. Bu parlaklığın, bu ziyanın duvardan olmayıp güneşten olduğunu anlamak için hiç zihnini yormamış ve gönlünü tamamıyla duvara vermiş olan kişiye benzer; güneşin ziyası, güneşe kavuşunca ebediyen mahrum kalır. Ve hîle heynehüm
ve beyne mâ yeştehûn
Kül âşığı olanlar, bu cüz'e müştak olmazlar, Cüz'e müştak olan, külden mahrum kalır. Cüzü, cüze âşık olunca mâşuku, çabucak küllüne gider, âşık ayrılığa düşer.
Cüz'ü seven, maskaralaştı, başkalarına kul oldu. Denize düştü, boğulmak üzere; eline geçen ota yapışmakta. O zayıf mâşuk, hakim değildir ki âşığın derdine derman olsun. Efendisinin işini mi görsün, kendi işini mi?
Arapların atasözü: Zina edersen bari hür kadınla zina et (halayıkla değil), çalarsan bari inci çal
2805. “ Zina edersen hür kadınla et” sözü bu yüzden ata sözü olup kaldı. “ Çalacaksan inci çal” sözü de neye meyledeceksen en iyisine meylet mânasına geldi.
Kul yani mâşuk; efendisinin, Tanrı'sının yanına gitti. Âşık ağlayıp inler bir halde kaldı. Gül kokusu, güle gitti; o, hor hakir kala kaldı.
Dileğinden uzaklaştı… Çalışması zayi oldu. Çektiği eziyet hiçe gitti, ayağı yaralandı.
Gölge avlayan avcıya benzedi. Hiç gölge ona sermaye olur mu?
Adam kuşun gölgesini sımsıkı tutmuş. Kuş da ağacın dalında ona şaşmakta ve.“
2810. Bu akılsız adam neye seviniyor?” demekte… İşte sana bâtıl, işte sana çürümüş sebep!
Eğer cüzü külle muttasıldır, ayrılmaz dersen diken ye, gül isteme. Diken de gülden ayrılmaz.
Cüz'ü kül'e ancak bir yüzden bağlıdır. Yoksa Tanrı'nın peygamberleri göndermesi abes olurdu.
Çünkü peygamberler, kulları Tanrı'ya ulaştırmak için gelmişlerdir. Herkes bir tenden ibaretse, Tanrı ile kul, kül ile cüz
ise birbirine bağlıdır; kimi kime ulaştırırlar?
Oğul bu sözün sonu yoktur. Gün sona erdi, hikâyeyi tamamla!
Arabın, su testisini halifenin kullarına vermesi


«   01   ...    13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   ...    171   »