Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 19


ANA

MAKSİM GORKİ


«Elbette, ben yaşlı ve akılsızım… ama ne de olsa iyiyi kötüyü anlarım.»
Biraz gocunmuÅŸtu.
«Haklısınız!» dedi Pavel… «Artık yatmalısınız, saat geç
oldu!..
«Hemen gidiyorum!»
Sofrayı kaldırmakla oyalandı biraz. Sevinçliydi. Hatta duyduğu o hoş heyecan yüzünden biraz terliyordu. Mutluydu, çünkü her şey iyi, sükûnet içinde geçmişti.
«İyi düşündün, Pavelciğim. Küçükrusyalı çok sevimli. Ya küçükhanım… Aman ne akıllı kız! kim o?»
Pavel odada yukarı aşağı dolaşarak kısaca:
«Bir okul öğretmeni,» diye yanıtladı.
«Desene ondan öyle fakir!.. Çok da kötü giyinmiş. Soğuk alacak zavallıcık. Peki, anası babası neredeler?»
«Moskova'da.»
Pavel anasının önünde durdu, ağırbaşlı bir tavırla: «Babası zengin,» dedi. «Demir tüccarı. Bir sürü evi var. Kızını bu yola saptı diye kovmuş. Kız özenle yetiştirilmiş, ailesi tarafından şımartılmış, şimdi ise, görüyorsun işte, gecenin bu saatinde tek başına, yedi kilometreden fazla yol yürüyecek…»
Bu ayrıntılar Pelageya'yı etkiledi. Odanın ortasında ayakta duruyor, şaşkın şaşkın kaşlarını kaldırarak sessizce oğluna bakıyordu. En sonunda:
«Kente mi gidecek?» diye sordu.
«Evet.»
«Ya!.. Peki, korkmuyor mu?» Pavel gülümsedi: «Hayır, korkmuyor,» dedi.
«Ama niçin? Geceyi burada geçirebilirdi… yatağımda yatardı!»
«Kolay değil! Yarın sabah buradan çıkarken görebilirlerdi; görmemeleri gerek.»
Ana düşünceli gözlerle pencereye baktı, usulca devam etti:
«Anlamıyorum, Pavel, bunun neresi tehlikeli, neresi yasak? Bir kötülük yok ki, öyle değil mi?»
Sözlerinin doğruluğundan kendisi de emin değildi. Oğlunun doğrulamasını istiyordu.
Pavel sakin sakin gözlerinin içine baktı.
«Hayır, kötülük yok. Ama gene de hepimizin sonu hapishane, bunu bilmen gerek…»
Ananın elleri titremeye başladı. Kısıklar sesle:
«Ama belki…» dedi. «Allah yardım ederse, belki bir şey olmaz…»
OÄŸlan sevecenlikle devam etti:
«   01   ...    09   10   11   12   13   14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   ...    262   »