Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 47


ANA

MAKSİM GORKİ


«Hepimizi kapıdışarı ederler!..» «Kimi alırlar yerimize?» «Bulurlar, merak etme!» «Hainleri mi?»
ONÜÇÜNCÜ BÖLÜM
Pavel aşağı inip anasının yanına gitti. Çevrelerinde uğultu yeniden başlamıştı. Sinirli sinirli, bağıra çağıra tartışıyordu herkes.
Ribin, Pavel'e yaklaştı:
«Grev yaptırtamazsınız. Halk çıkarına düşkündür, ama korkaktır. Belki üç yüz kişi yürür arkandan, o kadar. Böyle bir gübre yığını bir tek yaba ile kaldırılamaz…»
Pavel susuyordu. Kocaman kara yüzlü kalabalığın kıpır kıpır kendisine baktığını, kendisinden bir şey beklediğini görüyordu. Yüreği kaygıyla eziliyordu. Uzun bir kuraklıktan sonra toprağa düşen seyrek yağmur damlaları gibi, kendi sözlerinin de bu insanlarda hiç bir iz bırakmadan silinip gittiğini düşünüyordu.
Üzgün ve yorgun döndü eve. Anası ile Sizov arkadan geliyorlardı. Ribin yanıbaşından yürüyor, kulağına mırıldanıyordu:
«İyi konuşuyorsun, evet, ama yüreğe seslenmiyorsun, sorun burada. Kıvılcımı yüreğin ta derinliklerine saçmak gerek. İnsanları akıl yolu ile avlayamazsın. Kundura onların ayağına çok dar gelir, çok incedir.»
Sizov da şöyle diyordu Ana'ya:
«Bizler, yani yaşlılar için mezarlığa gitmenin zamanı gelmiştir! Şimdi yeni bir halk yetişiyor. Biz nasıl yaşardık, eskiden, ha? Dizüstü sürünürdük, hep yerlere dek eğilip selâmlardık. Ama bugünkü günde gençler, akıllandılar mı» yoksa bizden fazla mı yanılıyorlar, bilmiyorum doğrusu, ama işte gençler, aynı gençler değil; bakıyorsun, müdürle sanki akran-larıymış gibi konuşuyorlar, he valla! Yine görüşürüz, Pavel!.,
insanları savunman güzel bir şey, aslanım! Allanın yardımıyla işin içinden çıkmanın yolunu bulursun belki… İnşallah!»
Ayrılıp gitti.
Ribin homurdandı:
«İyi ya, sen mezarlığına git. Bugünkü günde ve saatte, siz artık insan değil, macunsunuz macun, ancak çatlaklarınızı tıkamaya yararsınız. Seni temsilci olarak göndermek isteyenleri gördün mü Pavel? Senin bir sosyalist, bir bozguncu olduğunu söyleyenler onlardı. Tamam, onlar işte! Senin için diyorlardı ki birbirlerine, onu fabrikadan kovacaklar diyorlardı, oh olsun diyorlardı.»
«Kendi görüş açılarından haklıdırlar.»
«Kurtlarda haklıdır birbirini paralarken…»
Ribin'in suratı iki karıştı, sesi de alışılmadık biçimde titriyordu.
«İnsanların kuru laflara karınları toktur. Acı çekmek ve lafları kana bulamak gerek…»
Pavel bütün gün üzüntülü ve yorgun göründü. Garip bir kaygıyla doluydu. Parlayan gözleri bir şey arar gibiydi. Anasının gözünden kaçmadı bu; işkilli işkilli sordu:
«   01   ...    37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   ...    262   »