This shows you the differences between two versions of the page.
— |
rus_klasikleri:ana_63 [2015/11/10 15:06] (current) |
||
---|---|---|---|
Line 1: | Line 1: | ||
+ | ~~NOCACHE~~ | ||
+ | <php>tpl_youarehere();</php>Â | ||
+ | ----Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php>Â | ||
+ | [<2>]Â | ||
+ | ~~Title: Ana : 63~~Â | ||
+ | === ANA ===Â | ||
+ | === MAKSİM GORKİ === | ||
+ | ----Â | ||
+ | ON ALTINCI BÖLÜM \\ | ||
+ | O akşam çayını yudumlarken, pencerenin altında çamuru döven ayak sesleri işitti. Tanıdık bir ses geldi dışardan. Fırlamasıyla mutfak kapısına saldırması bir oldu. Birisi çıkıyordu basamakları. Ana'nın gözleri karardı. Pervaza yaslanıp kapıyı ayağı ile itti. Hiç yabancı olmayan bir ses: \\ | ||
+ | «İyi akşamlar, küçükanne!» dedi. \\ | ||
+ | Uzun, kuru eller kondu omuzlarına. Düşkırıklığının verdiği acı ile Andrey'i yeniden görmenin sevinci birbirine karıştı yüreğinde. Bu iki duygu kabardı, derin, yakıcı tek bir duyguya dönüştü ve Ana'yı kaldırıp Andrey'in göğsüne attı. Delikanlı, titrek kolları arasında sıktı onu. Ana, ağız açmadan usul usul ağlıyordu. Andrey onun saçlarını okşadı, tatlı bir sesle: \\ | ||
+ | «Ağlamayın, küçükanne,» dedi. «Yüreğinizi tüketmeyin! Hiç kuşkunuz olmasın, yakında salıvercekler onu. Aleyhinde hiç bir kanıtları yok ve bütün arkadaşlar tavada balık gibi susuyorlar...» \\ | ||
+ | Kollarını Ana'nın omuzlarına dolayıp odaya götürdü. Pelageya, Andrey'e yaslanıyor, anlatacaklarını merak ederek konuşmaya başlamasını beklerken telâşla gözyaşlarını siliyordu. \\ | ||
+ | «Pavel sizi öpüyor. Sağlığı yerinde. Elverdiğince yerinde keyfi. Hapishane tıklım tıklım. Gerek burada, gerek kentte, yüzden fazla insan tutuklandı. Üçer dörder kişi kalıyorlar hücrelerde. Hapishane müdüriyetine diyecek yok, kötü değiller, ama işleri başlarından aşkın: O allahın belâsı jandarmalar öyle iş çıkardılar ki başlarına! Gerçek şu ki, çok sert davranmıyorlar. Her zaman bize: «Baylar, uslu uslu oturun, hır çıkarmayın!» derler. Böylece, her şey yolunda gidiyor. \\ | ||
+ | Mahpuslar çene çalar, birbirlerinden kitap alıp verirler, yemeği paylaşırlar. İyi bir hapishane! Köhne bir yer, pislik içerisinde, ama tatlı bir havası var. Üzüntüye kapılmıyor insan. Adi suçlular da iyi insanlar, bize çok yardımları dokunuyor. Ben, Bukhin ve daha dört kişi salıverildik. Pavel de yakında serbest bırakılacak, buna hiç kuşku yok. En uzun süre kalacak olanı, Vesovşikov'dur. Müthiş kızıyorlar ona. Herkese kafa tutar hep. Jandarmalar hiç katlanamıyorlar ona. Belki mahkemeye verirler onu, belki de falakaya yatırırlar. Pavel onu yatıştırmaya uğraşıyor: «Boşver, Nikolay! Arkalarından bağırmakla onları yola getiremezsin!» diye öğüt veriyor. Ama o, 'hepsini tavşanlar gibi geberteceğim! diye bar bar bağırıyor. Pavel iyi davranıyor. Herkese karşı sakin, herkesle barışık. Söylüyorum ya, yakında salıverilir yüzde yüz...» \\ | ||
+ | Ana'nın yüreğine su serpilmişti. Gülümseyerek: \\ | ||
+ | «Yakında,» diye yineledi. «Evet, biliyorum, yakında.» \\ | ||
+ | «Madem biliyorsunuz, her şey yolunda! Hadi öyleyse, bana çay doldurun da anlatın bakalım ne var ne yok?» \\ | ||
+ | Andrey tatlı tatlı gülümseyerek Ana'ya bakıyor, yuvarlak gözlerinde iyilik, yakınlık, biraz hüzünlü ama, sevecen bir alev parlıyordu. \\ | ||
+ | Pelageya derin bir iç geçirme ile delikanlının zayıf yüzünü seyretti; koyu renkte kıl kümeleri bu yüze gülünç bir hava veriyordu. \\ | ||
+ | «Sjzi çok severim. Andrey'ciğim!» dedi. \\ | ||
+ | «Birazcık da sevseniz bana yeter. Beni sevdiğinizi biliyorum, siz herkesi sevebilirsiniz, gönlünüz gani!» dedi Küçükrusyalı sandalyesinde ileri gelir sallanarak. \\ | ||
+ | Ana üsteledi: \\ | ||
+ | <php>sayfa_numaralama(262);</php>Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php> |