Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 15
«Pavel burda mı?» diye sordu. «Hayır.»
Odaya bir göz attı, sonra içeri girdi: «İyi akşamlar, arkadaşlar…»
Ana: 'O da mı bunlardan?' diye düşündü. Hoşuna gitmemişti bu. Nataşa'nın neşeli ve sevecen bir tavırla elini Nikolay'a uzattığını görünce pek şaştı.
Sonra, gencecik iki oğlan geldi. Hemen hemen çocuk sayılabilirlerdi. Onlardan birini tanıyordu Pelageya. Adı Teo idi, fabrikada çalışan Sizov adında yaşlı bir işçinin yeğeni. Kö
şeli bir yüzü, çok yüksek alnı ve bukleli saçları vardı. Öbür oğlanın saçları düzdü. Alçakgönüllü görünüyordu. Onu tanımıyordu ana. Ama onun görünüşü de hiç korkunç değildi. Sonunda Pavel geldi.
Yanında iki arkadaşı vardı. Ana ikisini de tanırdı, fabrikada işçiydiler.
«Çay mı hazırladın? Sağol,» dedi. Pavel tatlılıkla.
Ana farkında olmadan duyduğu gönül borcunu nasıl belirteceğini bilemedi.
«Votka almak gerekir mi?» diye sordu.
Pavel sevecen bir gülümseme ile karşılık verdi:
«Hayır, gereği yok.»
Ana, sesini daha da alçalttı:
«Bunlar mı o tehlikeli adamlar?»
«Evet, bunlar!» dedi. Pavel ve odaya geçti.
Ana, neÅŸeli neÅŸeli:
«İyi» dedi.
Ama içinden de 'Daha çocuk bu!' diye düşündü.
ALTINCI BÖLÜM
Kaynayan semaveri odaya getirdi. Konuklar masanın çevresinde sıkışmışlardı. Nataşa eline bir kitap alıp bir köşede, lambanın altında oturmuştu.
«İnsanların neden bu kadar kötü yaşadıklarını anlamak için…» dedi.
Küçükrusyalı söze karıştı:
«Ve bizzat insanların da neden bu kadar kötü olduklarını anlamak için…»
«Yaşama nasıl başladıklarına bakmak gerek…»
Ana bir yandan çay hazırlarken, bir yandan da mırıldandı:
«Bakın evlâtlarım, bakın!»
Hepsi sustular. Pavel kaşlarını çatarak sordu:
« 01 ... 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 ... 262 »