Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 25
«O da laf mı canım! Ben ömrüm boyunca sıkıntıya katlandım, hem de nedenini bilmeden. İyi bir çocuk için seve seve katlanabilirim sıkıntıya.»
Pavel:
«Canınız nasıl istiyorsa öyle yapın!» diye karşılık verdi. «Eğer kendisi kabul ederse, ben de sevinirim…» Ve Küçükrusyalı onların evine taşındı.
SEKİZİNCİ BÖLÜM
Mahallenin ucundaki küçük ev, çevrede oturanların dikkatini çekiyordu. Kuşkulu gözler duvarları tarayıp duruyordu. Halkın dedikosuyla türlü türlü yorumlar yapılıyordu. Küçük evdeki esrarı ortaya çıkarmak istiyorlardı. Geceleyin gelip pencereden içerisini gözetliyorlardı. Kimi zaman birisi camı tıkırdatıyordu. Ama ödlek kimse, hemen tabanları yağlıyordu.
Bir gün Hancı Beguntsov, Pelageya'yı sokakta çevirdi. Ufak tefek bir ihtiyardı. Sarkık derili kırmızı boynuna siyah ipekli bir fular bağlardı hep. Göğsü, açık mor renkte kalın bir yelekle örtülüydü. Sivri uçlu parlak burnu üzerinde bağa çerçeveli bir gözlük dururdu hep. Bu yüzden «Kemikgöz» adını takmışlardı ona. Soluk almadan, karşılık vermeye zaman bırakmadan, makinelitüfek gibi takırdayan bir laf yığını altında serseme çevirdi Pelageya'yı:
«Nasılsınız, Pelageya? Oğlan nasıl? Daha evlendirmiyor musunuz onu? Artık karı alma yaşına bastı sizin delikanlı. Çocuklar evlenirse, ana babalar da rahat ederler. İnsan aile arasında bedenen de, ruhen de, daha sağlıklı yaşar, sirkeye yatırılmış mantar gibi daha iyi olur, bozulmaz. Ben sizin yerinizde olsam evlendirirdim onu. Günümüzde herkesin yaşantısını gözaltında tutmak gerek. İnsanlar akıllarına estiği biçimde yaşamaya başlıyorlar. Kafalar karışmıştır, yerilecek davranışlarda bulunuluyor. Gençler Allanın evinden yüz çeviriyorlar, genel yerlerden kaçıyorlar. Gizli gizli toplanıp köşede bucakta fısıldaşıyorlar. Niçin fısıldaşırlar? İzninizle sorayım size. Niçin kaçarlar toplumdan? Bir insan söylemek istediğini herkesin önünde, örneğin bir handa söylemeyi göze almıyorsa, bunun anlamı ne? Esrar! Oysa esrarın yeri, bizim kutsal kilisemizdir. Köşe bucak yapılan esrarlı işler, aklın doğru yoldan çıktığının belirtisidir. Eh, sağlıcakla kalın!»
Özentili bir hareketle kasketini çıkardı, havada salladı. Ana'yı şaşkınlık İçinde bırakıp uzaklaştı.
Başka bir gün, Vlâsov'ların komşusu Maria Korsunov pazarda Ana'ya rastladı. Bir demircinin dul karısı olan Maria fabrikanın kapısında yiyecek satardı.
«Oğluna biraz göz kulak olsana, Pelageya!» dedi.
«Niye?»
Maria esrarengiz tavırlar takındı.
«Söylentiler dolaşıyor!» dedi. «Olumsuz söylentiler, şekerim! Kendi kendilerine çile çektirenler gibi bir tür dernek kuruyormuş diyorlar. Buna tarikat derler. Birbirlerini kırbaçlayacaklarmış.»
«Bırak şu saçma lafları, Maria.»
Satıcı kadın:
«Saçmalıkları söyleyeni değil, yapanı kınamak gerek!» diye karşılık verdi.
« 01 ... 15 16 17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32 33 34 35 ... 262 »