Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 58
«Saygıdeğer babam günde en az yirmi bardak çay içerdi. Bu sayede rahat rahat yetmiş üç yıl yaşadı, ne hasta oldu ne birşey. Yüz yirmi altı kiloydu. Voskresenski köyünün kilisesinde çalışırdı.»
Pelageya:
«Siz Vanya Baba'nın oğlu musunuz?» diye haykırdı. «Ta kendisi! Peki ama, siz nerden biliyorsunuz?» «Ben de Voskresenski'liyim de ondan!..» «Hemşerimsiniz demek? Kimlerden?» «Komşunuz Serengin'lerden.»
«Topal Nil'in kızı mısınız yoksa? İyi tanırdım onu, kaç kez kulaklarımı çekmiştir!..»
Karşı karşıya durmuşlar, karşılıklı soru-cevap yağmuru altında gülüşüyorlardı. Sandrin,. çayı hazırlıyor, onlara bakıp gülümsüyordu. Bardakların sesi görevini anımsattı Ana'ya.
«Ay! Kusura bakmayın, gevezeliğe daldım!» dedi. «Bir hemşeriye rastlamak öyle zevkli ki…»
«Kendi evimdeymişim gibi davrandığım için ben özür dilemeliyim,» dedi Sandrin. «Fakat saat onbir oldu ve benim yolum uzun…
«Nereye? Kente mi gideceksiniz?» diye şaşkınca sordu
Ana.
«Evet.»
«Nasıl olur? Gece vakti, hem de yağmur yağıyor… Siz ise yorgunsunuz! Burada kalın. Yegor mutfakta yatar, biz ikimiz de surda…»
«Hayır, gitmem gerek,» dedi genç kız.
«Evet, hemşerim, bu küçükhanım ortadan yok olmalı. Burada tanıyorlar onu. Yarın sokakta görülürse hiç de iyi olmaz!» dedi Yegor.
«Peki ama… yalnız başına mı gidecek?»
Yegor gülümsedi:
«Evet»
Genç kız kendine bir çay doldurdu, bir parça çavdar ekmeği aldı, düşünceli gözlerini Ana'ya dikerek yemeğe başladı.
«Nasıl gidersiniz? Nataşa da öyle yapıyor! Ben olsam gitmezdim… korkardım!..» Yegor:
«O da korkar,» dedi. «Değil mi, Sandrin?» «Elbette!»
Ana bir onun, bir ötekinin yüzüne baktı, alçak sesle:
«Ne kadar da… katısınız!» diye söylendi ^ Çayını içtikten sonra Sandrin hiçbir şey söylemeden Yegor'un elini sfktı, mutfağa geçti. Ana peşinden gitti.
«Pavel'i görürseniz, benden selâm söyleyin lütfen.»
Eliyle kapının madalını tutmuşken birden geriye döndü, hafif sesle:
« 01 ... 48 49 50 51 52 53 54 55 56 57 58 59 60 61 62 63 64 65 66 67 68 ... 262 »