Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 72
«Yarın, erkenden. Allahaısmarladık!»
Ribin eğilerek çıktı. İstemeye istemeye gidiyor gibiydi. Ana bir süre kapının eşiğinde durup onun ağır adımlarına kulak kabarttı; aynı zamanda, içinde uyanan kuşkuları da dinliyordu. Sonra sessizce odaya döndü, perdenin bir ucunu kaldırıp pencereden dışarı baktı. Camın arkasında yoğun bir karanlık vardı.
«Geceleri yaşıyorum» diye düşündü.
Bu kafası işleyen köylüye acıyordu. Öylesine geniş, öylesine güçlüydü ki…
Andrey canlı ve neşeli döndü eve.
Ana, Ribin'in ziyaretini anlatınca:
«İyi ya!» diye haykırdı. «Köy köy dolaşıp gerçeği anlatsın, halkı uyandırsın. Bizimle başı hoş değil nasılsa. Kafasında köylü fikirleri yer etmiş, bizim fikirlerimize yer kalmamış…»
Pelageya ölçülü bir dille:
«Örneğin,» dedi, «beyler konusundaki sözleri, bunun altında bir iş var diyor hani… Sakın bizi aldatmasınlar!» Küçükrusyalı güldü:
«Kafanı mı kurcalıyor bu?» diye haykırdı! «Ah! Küçükanne, keşke paramız olsaydı! Başkasının parasıyla yaşıyoruz daha.. İşte Nikolay İvanoviç, ayda yetmiş beş ruble alır, ellisini bize verir. Ötekiler de öyle. Daha öyle öğrenciler var ki açtırlar, ama kuruş kuruş biriktirilmiş bir miktar para yollarlar bize çoğu kez. Türlü türlü beyefendi vardır elbet. Kimileri aldatırlar, kimileri boşverirler, ama en iyileri bizlerle gelirler…»
Ellerini ovuşturdu, inançla devam etti:
«Hemen yarın zaferi kazanacak değiliz. Ama arada, mayısın birinde güzel bir şenlik örgütleyeceğiz. Neşeli bir şey!»
Andrey'in canlılığı, Ribin'in Ana'da yarattığı kaygıyı giderdi. Küçükrusyalı eliyle kafasını sıvazlayarak odanın içinde bir aşağı bir yukarı dolaşıyor, gözleri yerde:
«Biliyor musunuz?» diyordu. «Kimi zaman içimde… olağanüstü bir canlılık duyuyorum!.. Bana öyle geliyor ki, nereye gidilse, arkadaş bulunur, ve hepsi aynı ateşle yanıp tutuşurlar, hepsi şen, hepsi iyi yürekli, hepsi karşısındakine yararlı olmak için çırpınır… Birbirleriyle konuşmadan anlaşırlar… Uyum içinde, dostluk içinde yaşarlar, her yürek kendi şarkısını söyler. Bütün bu şarkılar dereler gibi akar, bir tek ırmağa dökülür, ve ırmak, geniş ve özgür ırmak, denize dek akar gider. Bu deniz, yepyeni bir yaşamın pınl pırıl mutluluğunu taşır.»
Pelageya onun keyfini bozmamak, sözünü kesmemek için hiç kıpırdamıyordu. Onun sözlerini oldum olası başkala-rınkinden daha dikkatle dinlerdi. Andrey daha özlü konuşurdu, sözleri insanın yüreğini daha şiddetle etkilerdi. Pavel hiç bir zaman geleceği nasıl gördüğünü söylemezdi, oysa Andrey için bu gelecek benliğinin bir parçasıydı. Onun konuşmalarında, Ana, güzel bir masal dinler gibi olurdu. Yeryüzündeki tüm insanların gelecek “ büyük şenliğini anlatırdı bu masal, yaşamın anlamını, oğlunun ve arkadaşlarının sürdürdükleri eylemin anlamını aydınlatırdı.
Küçükrusyalı, başını şarlayarak devam etti:
« 01 ... 62 63 64 65 66 67 68 69 70 71 72 73 74 75 76 77 78 79 80 81 82 ... 262 »