Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Ana : 53


ANA

MAKSİM GORKİ


İki adam kahkahalarla güldüler. Ana, kırdığı potu anladı, kendisi de gülmeye başladı. Gülmemeye çalışıyordu, utanmıştı, ama gülerken Samoylov'a takılır gibi bir hali de vardı. Gözlerini yere indirerek:
«Herkesin kendi derdi öyle çok ki, başkalarını düşünemiyor işte!» dedi.
«Doğal bir şey bu,» dedi Yegor. «Ama siz Pavel'i merak etmeyin, umutsuzluğa kapılmayın. Eskisinden daha iyi durumda çıkar hapisten, insan hapishanede dinlenir, eğitilir. Oysa bizler, özgürken, ne dinlenmeye zaman buluruz, ne bilgimizi arttırmaya. Örneğin ben, üç kez hapse girdim; pek hoşuma gitmedi elbette, ama yürek ve kafa bakımından benim için çok yararlı oldu.»
Pelageya dostça bir bakışla:
«Solumakta güçlük çekiyorsunuz ama!» dedi.
Yegor parmağını havaya kaldırarak:
«Bunun özel nedenleri var!» dedi. «Demek ki anlaştık Ana. Biz size yarın malzemeyi vereceğiz… ve yüzyılların karanlığını yok edecek makine yeniden işlemeye başlayacak. Yaşasın konuşma özgürlüğü, ve yaşasın anaların yüreği! Şimdilik hoşça kalın.»
Samoylov, ana'nın elini kuvvetle sıkarak:
«Hoşça kalın» dedi. «Benim için durum aynı değil, ben bu olup bitenler konusunda tek söz söyleyemem anama!»
Pelageya onun gönlünü almak için:
«Sonunda herkes anlayacak gerçekleri!» dedi.
Ziyaretçiler gittikten sonra kapıyı kapadı, odanın ortasında diz çöktü, dua etmeye koyuldu. Dışarda yağmurun sesi vardı. İçinden ediyordu duasını. Pavel'in yaşamına soktuğu bütün bu insanlar tek bir büyük düşünce içerisinde birleştiriyordu. Hepsi aziz tasvirleri gibi geçiyorlardı gözleri önünden, ve hepsi öyle gösterişsiz, birbirlerine öyle yakın, ve de öylesine yalnızdı ki!
Ertesi gün erkenden Maria Korsunov'un evine gitti. Satıcı kadının üstü başı her zaman olduğu gibi yağ lekeleri içindeydi.
Şamatacı ve canayakın bir havayla karşıladı Ana'yı. Tombul eliyle omuzuna vurarak:
«Keyfin yerinde değil mi?» diye sordu. «Aldırmaa! Alıp götürdüler de iyi halt ettiler sanki! Ne var bunda? Eskiden de böyleydi, bir şey çaldın mı kodese tıkarlardı insanı. Şimdi ise, gerçeği söyleyince hapse koyuyorlar. Pavel belki söylenmemesi gereken şeyler söylemiştir, ama hepsinin savunmasını üzerine aldığını herkes anlamıştır, merak etme sen. Herkes böyle demiyor, ama mert insanlar çok iyi biliyorlar bunun böyle olduğunu. Hep seni ziyarete gelmek istiyordum, ama ne. yapayım ki zamanım yok, görüyorsun işte. Yemek yapıyorum, sonra götürüp satıyorum. Yine de sokak serserileri gibi ölüp gideceğim sonunda. Sevgililerim sömürüyorlar beni, serseriler! Kemiriyorlar, kemiriyorlar pisboğazlar, tıpkı hamamböceklerinin ekmeğin içini kemirmeleri gibi! On ruble koyuyorum bir kıyıya, bir de bakıyorsun o allahsızlardan biri geliyor, kaşla göz arasında iç ediyor paramı. Kadın olmak felâket. Pis bir hayat yaşıyoruz bu dünyâda! Tek başına yaşamak zor, iki kişinin birlikte yaşaması ise… pek tatsız bir şey!» Pelageya bu laf selini kesti:
«   01   ...    43   44   45   46   47   48   49   50   51   52   53   54   55   56   57   58   59   60   61   62   63   ...    262   »