Ana Sayfa » Rus Edebiyatı Klasikleri » Babalar ve Oğullar : 07


BABALAR VE OĞULLAR

İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV


İşte Arkadiy böyle düşünüyordu. O böyle derin derin düşüne dursun, ilkyaz almış başını gidiyordu. Her yanı, altın yeşili bir renk kaplamıştı… Her şey, ağaçlar, çalılar, rüzgarın ılık soluğu ile tatlı tatlı parlıyor ve karışıp dalgalanıyordu. Tarla kuşlarının dur durak bilmeyen ötüşmeleri geliyordu dört bir yandan. Daha yeni büyüyen bir ilkyaz ürününün hafif yeşili yanında kara ve güzel kargalar, kurum satarak dolaşıyordu; yeni beyazlanan çavdarlar arasında yitiveriyorlardı. Sadece başları görünüyordu arada bir o sisli dalgalanmanın içinden. Arkadiy baktı baktı, düşünceleri gittikçe gücünü yitirdi ve silindi gitti sonunda… Pelerinini savurup attı, babasına öyle pırıl pırıl ve çocuksu bir yüzle döndü ki, Nikolay Petroviç, onu yine kucakladı.
“Bir şey kalmadı artık” dedi Nikolay Petroviç. “Hele şu tepeye varalım, evi görürüz.
Yaşayacağız Arkadiy. Bana çiftlik işlerinde yardım edersin, istersen tabi. Birbirimize yaklaşmalıyız artık, birbirimizi tanımalıyız, değil mi?”
“Elbette” diye bağırdı Arkadiy. “Ama ne bulunmaz bir gün bu!”
“Yuvana dönüşün şerefine sevgili oğlum. Evet, bütün görkem ile tam bir ilkyaz işte.
Gerçekten Puşkin'e hak veriyorum… Yevgeniy Onegin'deki o dizeleri bilmez misin?
“Ne kederlidir gelişin bana,
Ey ilkyaz, ilkyaz, tatlı sevgi çağı!”
Nasıl…
“Arkadiy” diye bağırdı Bazarov arkadan, “Kibrit yollasana bana, ne olur, pipomu yakacak bir şey yok yanımda.”
Babasını biraz şaşkınca ama pekâlâ da yakınlık duyarak dinleyen Arkadiy, cebinden acele bir kibrit kutusu çıkarıp, bunu Bazarov'a götürmesi için Piyort'a seslendiği sırada Nikolay Petroviç sustu kaldı. “Bir sigara içer misin?”
Arkadiy, “Sağ ol, içerim” dedi.
Piyotr, elinde kibrit kutusu, bir de kalın siyah bir sigara ile döndü. Arkadiy hemen tüttürmeye başladı, etrafa öyle sert, öyle keskin bir ucuz tütün kokusu yaydı ki, hiç sigara kullanmamış bir adam olan Nikolay Petroviç burnunu kaçırmak ihtiyacı duydu.
Bir çeyrek sonra, iki araba da, damı kırmızı sacla kaplı, kurşuni boyalı, yeni yapılmış ahşap bir evin avlusu önünde durdu. Maryina burasıydı.
Yeni Wick diye de bilinirdi, köylüler “Topraksız Çiftlik” adını takmışlardı ona.
Gelenleri karşılamak üzere evden pek de kalabalık bir uşak kafilesi çıkmamıştı… On iki yaşlarında bir kız göründü sadece, arkasından da, sırtında düğmeleri beyaz armalı kül rengi bir ceketle, Piyotr'a çok benzeyen bir delikanlı çıktı, Pavel Petroviç Kirsanov'un uşağıydı bu. Hiç konuşmadan faytonun kapısını açtı ve kapalı arabanın örtüsünün düğmelerini çözdü. Nikolay Petroviç, oğlu ve Bazarov, karanlık, neredeyse çıplak bir salondan (kapının arkasından genç bir kadının baktığı çarpmıştı gözlerine) yeni moda döşeli bir oturma odasına geçtiler.
“İşte eve geldik” dedi Nikolay Petroviç, şapkasını çıkardı. “Şimdi ilk işimiz yemek yiyip cumba yatak.”
«   01   02   03   04   05   06   07   08   09   10   11   12   13   14   15   16   17   ...    117   »