Differences

This shows you the differences between two versions of the page.

Link to this comparison view

rus_klasikleri:babalar_ve_ogullar_62 [2015/11/10 15:08] (current)
Line 1: Line 1:
 +~~NOCACHE~~ 
 +<​php>​tpl_youarehere();</​php>​ 
 +---- 
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​ 
 +[<​2>​] 
 +~~Title: Babalar ve OÄŸullar : 62~~ 
 +=== BABALAR VE OÄžULLAR === 
 +=== İVAN SERGEYEVİÇ TURGENYEV === 
 +---- 
 +"Evet. Ama bir de ÅŸu bilgeye sor." Arabacının yanında oturan köylüyü, Fiodr'​un adamını gösterdi. \\ 
 +Ama köylü, "Kim bilir... Bu yanların mili ölçülmedi daha" diye karşılık verdi sadece ve ortadaki ata alçak sesle söverek, "Vurup durur kafasını"​ dedi, hayvanın başını yana doÄŸru çektiÄŸini anlatmak istiyordu bununla. \\ 
 +"Evet, öyle" diye baÅŸladı Bazarov, "Bu sana ders olsun arkadaşım,​ iÅŸte öğretici bir örnek var önünde. Allah bilir bu dünyanın cilvelerini! Herkes pamuk ipliÄŸine baÄŸlı, her an ayaklarımızın altında bir uçurum açılabilir,​ ama yine de, allak bullak eden belaları başımızdan atmak için yolumuzdan bir an bile dönmeyiz."​ "​Sözü nereye getirmek istiyorsun?"​ diye sordu Arkadiy. \\ 
 +"Bir yere getirmek istediÄŸim yok. Açıkça söylüyorum,​ ikimiz de çok budalaca davrandık. Artık konuÅŸmak neye yarar! Ama hastanede çalışırken bakmıştım da, hastalığına kızan hasta yüzde yüz iyileÅŸir."​ \\ 
 +"Pek iyi anlamadım"​ dedi Arkadiy. "Bana öyle geliyor ki, yakınacak bir durumun yok senin."​ "Beni iyi anlamıyorsun,​ ÅŸunu dinle: Bir kadına serçe parmağının ucunu kaptıracağına yollarda taÅŸ kırsan daha iyi edersin bence. Bütün bunlar..."​ Bazarov sözün burasında, az kalsın, sevdiÄŸi sözü kaçıracaktı aÄŸzından, "​romantiklik"​ diyecekti, fakat tuttu kendini ve "​saçma"​ dedi. "​Åžimdi bana inanmayacaksın ama söyleyeyim sana. Sen de ben de, bir kadın topluluÄŸuna düştük, hoÅŸlandık bundan. Ama bu topluluÄŸu silkip atmak, sıcak bir günde soÄŸuk su dökünmeye benzer. ErkeÄŸin böyle saçmalıklara vakti yoktur; güzel bir İspanyol atasözü, 'Erkek yumuÅŸak olmaz' der. E sen akıllı dostum"​ diye ekledi, önde oturan köylüye seslenerek, "​Karın var mı senin?"​ Gözleri çapaklı donuk yüzünü gençlere çevirdi köylü: "​Karın mı dediniz? Elbette. Her erkeÄŸin bir karısı vardır, olmaz olur mu?" "​Döver misin onu?" \\ 
 +"​Karımı mı? Elbette döverim ya. Dayağı hak ederse döveriz."​ "​Güzel. Peki, o seni döver mi?" \\ 
 +Köylü dizginleri silkeledi. "O nasıl söz beyefendi. Åžaka mı ediyorsun? Alındığı besbelliydi. "​Duyuyor musun Arkadiy? Oysa sen de, ben de bir güzel dayak yedik... OkumuÅŸ yazmış takımı neymiÅŸ gör." \\ 
 +Arkadiy zoraki güldü. Bazarov ise, başını öbür yana çevirdi ve artık yol sona erene kadar hiç açmadı aÄŸzını. \\ 
 +On altı mil, kırk mil gibi geldi Arkadiy'​ye,​ ama sonunda, hafifçe yükselen bayırın üstünde Bazarov ailesinin oturduÄŸu küçük köy göründü. Köyün yanında, yeni yetiÅŸtirilmiÅŸ kayın aÄŸaçlarının bulunduÄŸu koru içinde, damı saman kaplı küçük bir ev vardı. İlk köy kulübesinin önünde, birbirlerine söven, ÅŸapkalı iki köylü duruyordu. "Pis domuzsun sen" diyordu bir ötekine, "Yavru domuzdan daha kötüsün."​ "Eh senin karın da büyücü"​ diye karşılık veriyordu öteki. \\ 
 +"Åžu rahat, ÅŸu serbest hallerine"​ dedi Bazarov, "Bir de birbirlerince canlı laf yetiÅŸtirmelerine bakarsan, bunları babamın pek de ezmediÄŸini anlarsın. Hah iste kendisi de orada evin önüne çıkıyor. Atların çıngıraklarını duymuÅŸ olmalı. Ta kendisi... Uzaktan görsem tanırım. Ama ne aÄŸarmış saçları zavallıcığım!"​ \\ 
 +Faytondan dışarıya doÄŸru sarktı Bazarov, Arkadiy ise arkadaşının arkasından bakınca; zayıf, uzun boylu saçları karma karışık, gaga burunlu bir adam gördü küçük bir evin kapısında. Önü açık eski bir subay ceketi vardı üstünde. Bacaklarını açmış duruyordu orada, uzun bir pipoyu tellendiriyordu,​ güneÅŸten gözlerini kısmıştı. Atlar durdu. \\ 
 +"E, sonunda geldin demek!"​ diye seslendi Bazarov'​un babası, parmaklarının arasında aÅŸağı yukarı inip çıkan pipoyu tüttürerek. "Gel, in hadi, in de seni kucaklayayım."​ OÄŸluna sarıldı... \\ 
 +<​php>​sayfa_numaralama(117);</​php>​ 
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​