Differences

This shows you the differences between two versions of the page.

Link to this comparison view

turk_edebiyati:bomba_09 [2015/11/15 14:42] (current)
Line 1: Line 1:
 +~~NOCACHE~~ 
 +<​php>​tpl_youarehere();</​php>​ 
 +---- 
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​ 
 +[<​2>​] 
 +~~Title: Bomba : 09~~ 
 +=== BOMBA === 
 +=== ÖMER SEYFETTİN === 
 +---- 
 +Dışarıdan uzak köpek sesleri iÅŸitildi. Bunlar mutlaka komÅŸunun köpekleriydi. Birden başını kaldırdı. İşte Boris çıkmış olacaktı. Köpekler havlıyordu. Dinledi. Oh, Boris geliyordu. Birkaç dakika kımıldamadı,​ öyle kaldı. \\ 
 +Åžimdi köpek sesleri yaklaşıyordu. Kendi köpekleri de havlıyordu. Fakat niçin? Boris'​e niçin havlıyorlardı?​ Acaba yanında bir yabancı mı vardı? Köpek sesleri daha ziyâde yaklaÅŸtı. Magda ayaÄŸa kalktı. Pencerenin yanına gitti. Kapağı açmaya cesaret edemiyor, meçhul bir korku onu hareketsiz bırakıyordu... Köpekler pek yaklaÅŸmışlardı. Ayak sesleri iÅŸitiliyordu. Magda'​nın kalbi durdu. Nefesi kesildi. Kendinden geçti. \\ 
 +Kapı birdenbire vurulmuÅŸtu. Baba İstoyan sıçradı ve çubuÄŸunu düşürdü. Magda elini kalbinin üstüne koydu. Omuzlarını kaldırdı. Boynunu içeri çekti. Kapı tekrar ve daha ÅŸiddetle vuruldu. Baba İstoyan kalktı. Pencereye doÄŸru yürüdü. Kuvvetsiz bir sesle: \\ 
 +– Kim o? \\ 
 +Dedi. Dışarıdan ahenksiz bir ses cevap verdi: \\ 
 +– Aç Baba İstoyan, biziz. KonuÅŸmaya geldik. Korkma! \\ 
 +İhtiyar mütereddid ve korkak, tekrar sordu: \\ 
 +– Siz kimsiniz? \\ 
 +– Kaptan Raçof, Pançe, Sandre... \\ 
 +İhtiyar, yıldırımla vurulmuÅŸ gibi dondu kaldı. Bunlar en müthiÅŸ, en kanlı, en merhametsiz,​ en gaddar komitalardı. Namları bütün ova köylerini titretiyordu. İhtiyar bir hayal gibi kapıya yürüdü. Açtı. Uzun boylu, kahverengi esvaplı, omuzunda manliher, bir adam göründü. Gözleri küçük ve kanlıydı. Zayıf ve gayet çirkin bir boynu vardı. Baba İstoyan, yalnız Bulgar köylülerine has olan o esir ve mazlum tavır ile eÄŸildi, yine bu köylülere has olan o çolak ve sahte selamla voyvodayı selamladı. \\ 
 +– Buyurunuz Gospodin! ((Bulgarca) efendi)) \\ 
 +Dedi. Raçof'​un arkasında iki kiÅŸi daha vardı. Bunlar da manliher tüfekleriyle müsellâh((silahlanmış)) idiler. Bellerinde ve göğüslerinde çaprazvari fiÅŸeklikler bulunuyordu. Biri kısa boylu, esmerdi. DiÄŸeri Raçof gibi sarı, fakat daha genç ve daha az çirkindi. Magda'​nın gözleri açılmış ve yüzü bembeyaz olmuÅŸtu. KoÅŸtu. Raçof'​un ayaklarına sarıldı. Öpmeye baÅŸladı, aÄŸlayarak istirham ediyordu: \\ 
 +– Gospodin! Boris nerede? Ah, Boris nerede? \\ 
 +Raçof, ayaklarına kapanmış güzel kadının güzel saçlarını müteverrim ve çamurlaÅŸmış yılanlara benzeyen parmaklarıyla okÅŸayarak: \\ 
 +– Kalk sosyalist daskaliçe, dedi, ÅŸimdi Boris'​in gelir. Biz ÅŸimdi iÅŸimizi konuÅŸalım... \\ 
 +Ve yürüdü. Magda yerde kalmıştı. Masanın yanındaki sandalyeye teklifsizce oturdu. Masanın üzerine tüfeÄŸini koydu. Öbürleri de karşısına oturdular. Esmer ve kısa boylunun elinde siyah bir beze sarılmış yuvarlak bir ÅŸey vardı. Onlar da tüfeklerini masanın üzerine koydular ve siyah beze sarılı yuvarlak ÅŸey de tüfeklerin yanına kondu. Raçof, Baba İstoyan'​a döndü: \\ 
 +– Gel bakalım çorbacı, dedi, karşıma otur. Seninle konuÅŸacağım. Magda, sen de şöyle yanıma gel. Baban aksilik ederse bize muâvenet((yardım)) et ki, fenalık yapmayalım. \\ 
 +<​php>​sayfa_numaralama(13);</​php>​ 
 +<​php>​esnek_yatay_reklam();</​php>​