This shows you the differences between two versions of the page.
— |
turk_edebiyati:bomba_11 [2015/11/15 14:43] (current) |
||
---|---|---|---|
Line 1: | Line 1: | ||
+ | ~~NOCACHE~~ | ||
+ | <php>tpl_youarehere();</php>Â | ||
+ | ----Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php>Â | ||
+ | [<2>]Â | ||
+ | ~~Title: Bomba : 11~~Â | ||
+ | === BOMBA ===Â | ||
+ | === ÖMER SEYFETTİN === | ||
+ | ----Â | ||
+ | – Hayır, yüz lirasını bırakmam. Oğlun genç, çalışır. Seni besler. Haydi getir diyorum. Vakit geçiyor. \\ | ||
+ | İhtiyar tereddüt ediyor, Magda yalvarıyordu. Raçof bir işaret etti. Kısa boylu esmer, tüfeği aldı. Dipçikle ihtiyarın sırtına dehşetli bir darbe indirdi. Raçof ayağa kalktı. Şiddetle sordu: \\ | ||
+ | – Haydi, Baba İstoyan, dayağa başlayacağız. Ayaklarını ateşe sokacağız. Vakit geçiyor. Paraları getirecek misin? \\ | ||
+ | Magda gözyaşları içinde çırpınıyor ve ihtiyara sarılıyordu. İhtiyar hiçbir şey söylemedi. Başını salladı. Yattığı odanın kapısına gitti. İçeri girdi. Bir dakika sonra kırmızı ve ağır bir çıkın ile geldi. Masanın üzerine bıraktı. Haydutlar parayı bu kadar çabuk elde ettikleri için sevindiler. Raçof hemen çıkını açtı. Saymaya başladı. \\ | ||
+ | – Aferin, Baba İstoyan, diyordu. Zahmet vermedin. Şimdi bize şarap çıkar, eğlenelim... \\ | ||
+ | Paraların sayılması bitti. Raçof liraları üçe taksim etti. Arkadaşlarıyla çantalarına koydular. \\ | ||
+ | – Hani şarap, hani şarap? \\ | ||
+ | Diye haykırdılar. Magda ayağa kalktı. Ambarın küçük kapısına koştu. Açtı ve içeri girdi. Üç bardak ile bir testi şarap getirdi. Haydutların önüne koydu. Sonra tekrar ambara girdi. Mezelik biber ve turşu çıkardı. Komitalar birbiri üzerine aceleyle içiyorlardı. Raçof: \\ | ||
+ | – Böyle mezeye lüzum yok, dedi. Biz cansız meze istemeyiz... \\ | ||
+ | Bu laftan bir şey anlamayan Magda'yı belinden tuttu ve öpmek istedi. Magda mukavemet etti ve ağlamaya başladı. Raçof, genç kadını bırakmayarak diyordu ki: \\ | ||
+ | – Yanaklarından meze alacağım. Sen sosyalist değil misin? Sosyalistler her şeyde iştirak isterler. Ben de senin yanaklarına Boris'le müşterekim!... \\ | ||
+ | Magda çırpınıyordu. Raçof çirkin ve akur sesiyle dedi ki: \\ | ||
+ | – Eğer böyle münasebetsizlik edersen Boris'ini göremezsin. Onu keseriz. \\ | ||
+ | Magda bu lafı işitince tekrar hıçkırmaya ve Raçof'a yalvarmaya başladı. Artık Raçof onun taze yanaklarından bol bol öpüyordu. Kadeh kadeh içiyor ve tekrar tekrar öpüyordu. Arkadaşlarına: \\ | ||
+ | – Siz de meze alınız, be!.. \\ | ||
+ | Dedi. Cansız bir yumak gibi Magda'yı onların kucağına attı. Bu iki kuvvetli herif bu nefis kadına yapıştılar. Bir tanesi eteklerini kaldırmak istiyordu. Diğeri daha fena sarhoştu. Dişleriyle, avucunun içinde tuttuğu bu güzel başın yanağını ısırmıştı. Magda birden haykırdı. Ve kucaklarından kurtuldu. Sağ yanağının iki yerinden kan akıyordu. Baba İstoyan bu manzarayı görmemek için ocağın kenarına çömeldi ve başını avuçlarının içine aldı. Gözlerini ateşe dikti. Magda elini yanağına koymuştu. Parmaklarının arasından mebzûliyetle kan sızıyor ve ağlıyordu. Haydutlar bu güzel kadının bu kan içinde ağlamasına bakarak sanki mahzuz oluyorlardı. Hepsi susuyorlardı. İhtiyar saat bu tecavüzden ve i'tisaf((haksızlık))tan müteessir olmuş gibi yine tik-taklarını işittiriyor, rüzgârın gürültüsüne horoz sedâları karışıyordu. Raçof sözde acıdı: \\ | ||
+ | – Ağlama Magda, dedi. Şimdi Boris'in gelir. Orasını öper. Acısı kalmaz. Haydi ben mandolin çalayım, bize biraz rakset... \\ | ||
+ | Ve ocağın yanından mandolini alarak bir polka çalmaya başladı. Magda ağlıyor: \\ | ||
+ | <php>sayfa_numaralama(13);</php>Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php> |