Ana Sayfa » Ütopya Kitaplığı » Güneş Ülkesi : 08
Gelelim altıncı çembere. İç duvarda zanaatlar, sayısız araçlar, çeşitli uluslardaki kullanılışlarıyla ayrı ayrı gösterilmiş. Altlarına da bulucularının adları yazılmış. Dış duvarsa, bilim, savaş ve yasa işlerinde ün salmış üstün zekâların resimleriyle donatılmış: Musa, Orisis, Jüpiter, Merkür, Lykurgos, Pompilius, Pythagoras, Zamloxis, Solon, Charondas, Phoroneus ve daha niceleri bir bir yer almışlar orda. Daha kimler yok ki! Muhammed bile var içlerinde. Ama Güneş Kentliler ona karşı pek büyük bir saygı beslemiyorlar, sahte, kötü bir yasacı gözüyle bakıyorlar ona. İsa'nın ve on iki havarinin resimlerini en yükseğe asmışlar. Güneş Kentliler havarileri öbür insanlardan üstün tutuyor, onlara yüce yaratıklar gözüyle bakıyorlar. Sezar'ın, İskender'in, Pyrrhus'ün ve Annibal'in resimleri de yükseklere asılmış. Barışta ve savaşta ün salan, özellikle Romalı kahramanların resimleri daha aşağıda yer almakta.
Bütün bu çeşitli kişilerin Güneş Ülkesi'yle ne ilgisi vardı, bizim tarihimizi nerden biliyorlardı? Sonradan öğrendim ki, Güneş Kent'te bütün diller öğrenilirmiş. Dünyanın dört bir yanına, boyuna kâşifler, elçiler salar, çeşitli ulusların törelerini, yönetim yollarını, yasalarını, tarihlerini, iyi ve kötü yanlarıyla öğrenirlermiş. Bütün bu bilgileri kendi ülkelerinde uyguladıkları ve bundan zevk duydukları açıkça görülüyordu. Bu arada, Çinlilerin barutu ve basımcılığı bizden önce bulduklarını da öğrendim.
Güneş Kent'te bu sayısız resimleri açıklamak ve taşıdıkları anlamı öğretmekle görevli öğretmenler var. Gencecik çocuklar, daha on yaşına basmadan bu çeşitli bilimleri, hatta bu bilimlerin tarihini, hiç güçlük çekmeden, âdeta oyun oynarcasına öğreniyorlar.
Hoh'un üç yardımcısından biri olan Sevgi Güneşlilerin üreme işini düzenlemekle görevlidir. Başlıca işi, kadınla erkeğin kusursuz bir soy yetiştirecek yolda birleşmelerini sağlamaktır. Güneş Kentliler, köpek ve at soyunun gelişmesine büyük önem veren ama, insan soyunun gelişmesine pek aldırış etmeyen bizlerle düpe düz alay ediyorlar. Böylece, Çocukların eğitimi, hekimlik, eczacılık, tarım işleri, meyvacılık, hayvancılık, bir kelimeyle, yiyip içecek, giyim kuşam, cinsel alışverişle ilgili ne varsa, hepsi Sevgi'nin yönetimi altındadır. Kendisine bu konuda kadın-erkek birçok görevli yardım etmektedir.
İşte, Metafizikçi, bu üç yardımcısıyla birlikte, Kent’in, yukarıda saydığımız bütün işlerini yüksekten yönetir: Onun isteği dışında hiç bir şey yapılmaz. Devletin bütün işlerini bu dört kişi çekip çevirir ama, Metafizikçi ne yönde karar verirse, üç yardımcı ona boyun eğer.
OSPİTALARİO
Bu ülkenin kamu görevleri nelerdir? Halk nasıl eğitilir, nasıl yaşar? Devleti halk mı, kral mı, aristokratlar mı yönetir, lütfen söyler misiniz dostum.
C. KAPTAN
Bu ülkenin insanları Hindistan'dan gelmişler. Memleketi kasıp kavuran büyücü rahiplerin, haydutların ve zorbaların elinden kaçmışlar, filozofça ve ortak bir toplum kurup yaşamaya karar vermişler. Doğdukları memlekette kadınlar ortak olmadığı halde, onlar arasında anlatacağım biçimde bir ortaklık vardır. Onlarda her şey ortaktır. Paylaşma işini yöneticiler görür. Bununla beraber, bilimler, şerefler ve dünya nimetleri öylesine dağıtılmıştır ki, kimse bunları başkasının zararına ele geçirmeyi düşünemez. Onlara göre, insanın bir evi, bir karısı, kendi çocukları oldu mu, mal mülk derdine düşer. Bencillik bundan doğar. Oğlumuzu yükseltmek, zengin etmek ve miraslara, kondurmak için halkın varını yoğunu elinden alırız. Paramızla, gücümüzle başkalarını buyruğumuz altına alınca, ya da güçsüz, yoksul ve tanınmış bir ailedensek, cimri, hain ve ikiyüzlü oluruz. Güneş Ülkeliler bencilliğin amacını ortadan kaldırmakla onu yok etmişler ve yerine ortak yaşama sevgisini koymuşlardır.
OSPİTALARİO
Ama, Aristoteles'in Platon'a karşı ileri sürdüğü gibi, bu koşullar altında hiç kimse çalışmaya yanaşmaz, geçimini sağlamak için başkalarının çalışmasına bel bağlar.
« 01 02 03 04 05 06 07 08 09 10 11 12 13 14 15 16 17 18 ... 46 »