Ana Sayfa » Ütopya Kitaplığı » Güneş Ülkesi : 24


GÜNEŞ ÜLKESİ

TOMMASO CAMPANELLA


Bu kurultayda devleti ilgilendiren sorunlar görüşülür ve daha önce Büyük Kurultay'ın çeşitli görevlere aday gösterdiği kişilerin seçimine girişilir.
Ayrıca her gün, Hoh ile üç yardımcısı toplanıp günlük işleri görüşür, Büyük Kurultay'da alınan kararları - gerekirse - değiştirir, onaylar ve uygular, kısaca, Kent'in bütün ihtiyaçlarını karşılamaya çalışırlar. Bir konu üstünde karar vermekte şüpheye düşerlerse, kura usulüne başvurulur. Hoh ve üç yüksek yardımcısı dışında, bütün yöneticiler halkın isteği ile değiştirilebilirler. Hoh ve yardımcıları ancak kendi aralarında görüşüp konuştuktan sonra, görevlerini ahlâk, bilgi bakımından üstün buldukları birisine bırakabilirler. Bunlar öylesine dürüst insanlardır, yurtlarım öylesine severler ki, yerlerini başkasına bırakmaktan ve başa geçen kimseye tamamen bağlanmaktan bir an bile kaçınmazlar. Şunu da söyleyeyim ki, bu türlü değişiklikler binde bir olur.
Yetkilerin bölüşümünde Metafizikçi'yi yani Hoh'u. ayrı tutmak gerek. Hoh yani Güneş tıpkı bir mimar gibi, Ülke'nin bütün işlerini yüksekten yönetir. İnsanoğlunun bilmek yetisinde olduğu ne varsa hepsini bilmemek şanına yakışmaz.
Hoh'un yardımcılarından Akıl'ın yönetimi altında şunlar vardır: Gramer, mantık ve fizik bilginleri, hekim, politikacı, ahlâkçı, iktisatçı, astrolog, kozmograf, geometrici, matematikçi, müzikçi, ozan, söz ustası, ressam, heykelci. Bunların her biri kendi bilim ve sanat kolunun başkanlarıdır.
Üreme, eğitim, giyim, tarım, hayvan yetiştirme gibi işlerle görevli kimseler Sevgz'ye bağlıdırlar. Savaş hileleri, silâh yapımı, para işleri, mimarlık, keşif işleri, piyade, süvari, topçu birliklerine, asker devşirme işleriyle uğraşan görevliler de Güç'ün buyruğu altındadırlar. Yargılama yetkisi olanlar da yine Güç 'e bağlıdırlar.
OSPİTALARİO
Yargıçlardan söz etmediniz henüz.
C. KAPTAN
Ben de şimdi onu düşünüyordum. Genel kural şu: Her yurttaş, doğrudan doğruya, işinin ya da zanaatının başındaki görevlinin yargı yetkisi altındadır. Böylece, her zanaat ve mesleğin başındaki kimse yönetimi altındakileri yargılama yetkisine sahiptir. Azarlama, ortak sofraya oturma, tapınağa girme, kadınla yatma yasağı, kamçılanma ve sürgün cezaları verebilir. Bir Güneş Kentli bile bile adam öldürürse, ölüm cezasına çarptırılır, ya da kısas yoluyla gözü gözle, dişi dişle, burnu burunla… öder. Eğer suç tasarlanmadan, rasgele işlenmişse, ceza hafifletilir. Ama, cezaları hafifletmek yargıçların elinde değildir. Bunu yalnız Hoh'un üç yardımcısı yapabilir. Ama cezanın değiştirilmesi değil de bağışlanması istenirse, o zaman Metafizikçi'ye başvurulur. Hoh isterse cezayı bağışlar. Çünkü yalnız o bağışlama hakkına sahiptir. Düşmanların, başkaldıranların kapatıldığı bir kuleden başka hapishane diye bir yer yoktur. Güneş Ülkesi'nde duruşmalar tutanaklara geçmez. Önce taraflarla tanıklar yargıcın önüne gelirler. Yargıç onları dinler, sonra sanık savunmasını yapar. Duruşmalarda üç büyüklerden Güç hazır bulunur. Karar bir oturumda verilir. Hükümlü karara karşı Güc'e başvurursa, yeni karar ertesi gün verilir. Üçüncü gün, Metafizikçi hükümlüyü ya bağışlar, ya da kararı onaylar. Bağışlama halinde, hükümlü davacı ve tanıklarla kucaklaştırılarak barıştırılır.
Ölüm cezasını yalnız halk verir, suçluyu vurarak ya da taşlayarak öldürür. İlk taşı suçluyanlarla tanıklar atarlar. Güneş Ülkesi'nde cellât yoktur. Böylesi insanlarla bir arada bulunmaktan tiksinirler çünkü. Ölüm cezasına çarptırılan suçluya bazan kendi kendini öldürme hakkı verilir. O da, Tanrı öfkesinin yatışması için dua eder. Çünkü, Güneş Ülkeliler, adam öldüren kimseyi yok etmek zorunda kalmalarını Tanrı öfkesinin belirtisi sayarlar. Zaten, ölüm kararı ancak suçluya ölmesinin gerekli olduğu anlatıldıktan ve ölümünü ister duruma getirdikten sonra uygulanır. Ama, suç devletin özgürlüğüne, Tanrı'ya, ya da yüksek yöneticilere karşı işlenmişse, suçlu, hiç acınmadan, hemen öldürülür.
«   01   ...    14   15   16   17   18   19   20   21   22   23   24   25   26   27   28   29   30   31   32   33   34   ...    46   »