This shows you the differences between two versions of the page.
— |
utopya_kitapligi:gunes_ulkesi_37 [2015/07/28 18:27] (current) |
||
---|---|---|---|
Line 1: | Line 1: | ||
+ | ~~NOCACHE~~ | ||
+ | <php>tpl_youarehere();</php>Â | ||
+ | ----Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php>Â | ||
+ | [<2>]Â | ||
+ | ~~Title: Güneş Ülkesi : 37~~ | ||
+ | === GÜNEŞ ÜLKESİ === | ||
+ | === TOMMASO CAMPANELLA ===Â | ||
+ | ----Â | ||
+ | Rahiplerin hayatı bu türlü erdemli yaşayışa örnek olarak gösterilebilir. Bugün ortak hayat düzeni içinde yaşayan Anabatistler, gerçek din kurallarına bağlı kalırlarsa, bu türlü yaşamanın daha da yararını görmüş olurlar. Bunlar dinden sapmasalar ve Güneş Ülkesi'nde olduğu gibi doğruluktan şaşmayabilseler, bu ülkenin yeryüzünde gerçek bir örneğini vermiş olurlar. Ama, bilinmez hangi budalalıkları en iyiye gitmekten alıkoyuyor onları. \\ | ||
+ | Beşinci karşı-düşünceye cevap: Ermiş Chrysostomus'un dediği gibi, erdemli yaşamak, mutlulukların en yücesidir ve yanlış adım atanlar, kötü sonuçların doğmasına meydan vermeden hemen doğru yola getirilmelidirler. Düzensizlik, başıbozukluk kötülüklerin kaynağıdır ve bizleri iyiliğe zorlayan her ihtiyaç mutlu bir ihtiyaçtır. Ama kumarbazlara, serserilere iyi yurttaşların, iyi yurttaşlara da rahiplerin hayatı nasıl güç gelirse, kötülüğe alışmış olan bizlere de Güneş Ülkesi'nin yaşama yolu öyle güç gelebilir. Dikkat ederseniz görürsünüz ki, dinliler dinden uzaklaşıyorlarsa, din kurallarının sıkılığından değil, daha çok dinsizlerle düşüp kalktıkları, şan şeref peşine düştükleri, mal mülk sevdasına, ten isteklerine kapıldıkları için uzaklaşıyorlar. Oysa bizim Güneş Ülkesi'nde bütün bu nedenler ortadan kaldırılmıştır. Bundan ötürü bu türlü örnekler bizim için geçerli değildir. Altıncı karşı-düşünceye cevap: Biz, tam tersine, bütün dünyada bilimsel deneylerin, gözlemlerin sonuçlarını Güneş Ülkesi'ne mal etmeye çalışıyor ve bu amaçla yabancı ülkelere adamlar salıp araştırmalar yaptırıyor, ticaret ilişkileri kuruyor, dört bir yana elçiler yolluyoruz. Yöneticilerimiz bir kentten bir başkasına geçerken bu nimetlerden yoksun kalmıyorlar. Gördüklerinden faydalanmayanlar yalnız kötü yöneticilerdir. Onların kendi aralarında yaptıkları tartışmalar yararlı olmaktadır, çünkü her sorun ne kadar tartışılırsa o kadar aydınlanmış olur ve sonunda haklı olanlar anlaşıp uzlaşır. Bilimlerin, öğretilerin korunması yolunda rahiplerin gösterdiği böylesi çabaya hiç bir yerde rastlayamazsınız. Kötü ruhlu Teofilus'un Origenes'e karşı ayaklandırdığı Tanrı'nın insan biçiminde olduğunu ileri süren rahipler hiç bir şey elde edememişlerdir. Güneş Ülkesi'nde böyle kışkırtmalara yer yoktur. Bu Ülke'de rahiplik kutsalı ve bilimi geliştirmekle görevli bir araçtır, yoksa ikiyüzlülerin ileri sürdüğü gibi, yurttaşlar için bir yük değildir. \\ | ||
+ | BÖLÜM II \\ | ||
+ | Sokrates'le Plüton'un savunduğu gibi malda mülkte ortaklık mı, yoksa ayrılık mı tabiata daha uygun, devletin korunmasına ve gelişmesine daha yararlıdır? \\ | ||
+ | Birinci karşı-düşünce. Malda mülkte ortaklığa karşı Aristoteles Politika adlı kitabının ikinci bölümünde şunları söyler: Ya mal mülk teklerin elinde kalıp meyvaları herkesin olacak, ya da tam tersine mal mülk herkesin, meyvalar da teklerin olacak. Birinci halde, fazla toprağı olan bu toprağı ekip biçmek için daha çok çalışacak ve sonunda hiç çalışmayanlarla bir tutulup eşit bir pay alacak, bu yüzden de anlaşmazlıklar ve yıkımlar doğacaktır. İkinci halde, hiç kimse çalışmaya yanaşmayacak, tarlalar gereğince ekilmeyecek. Çünkü, herkes topluluğun yararından önce kendi yararını düşünecek ve köle gibi çalışanların çok olduğu bir yerde herkes işini başkasına yüklemeye çalıştığı için, işler kötü gidecek. Üçüncü haldeyse, bütün bu kötü sonuçlara bir yenisi eklenecek: Herkes en az çalışıp ürünlerin çoğuna ve en iyisine konmak isteyecek ki, bu da insanlar arasında dostluk yerine anlaşmazlıklara, geçimsizliklere, dolaplara, düzenlere yol açacaktır. \\ | ||
+ | İkinci karşı-düşünce. Yararlı malların ortaklığına karşı, şunu ileri sürüyorlar: Diyorlar ki, Sokrates, bir devletin iyi yönetilmesi için birtakım sınıfların, asker, zanaatçı ve yönetici sınıflarının bulunmasını gerekli saymaktadır. Buna göre, diyorlar, her şey ortak olursa, herkes ağır tarla işlerinden kurtulmak için asker olur, savaş zamanında ise tarlada çalışmak ister ve para almadan savaşmaya yanaşmaz; ya da, herkes yönetici, yargıç, rahip olmaya bakar. Böylece, kimilerine büyük rütbeler verirken, kimilerin yükleri artırılır, kimi daha az çalışırken kimi daha çok çalışır, sonunda yine haksızlık, adaletsizlik doğar. Onun için, en iyisi mal ortaklığından vazgeçmektir. \\ | ||
+ | <php>sayfa_numaralama(46);</php>Â | ||
+ | <php>esnek_yatay_reklam();</php> |