Ana Sayfa » Ütopya Kitaplığı » Güneş Ülkesi : 38


GÜNEŞ ÜLKESİ

TOMMASO CAMPANELLA


Üçüncü karşı-düşünce. Mal mülk ortaklığına dayanan toplum düzeni bağış, konukseverlik, yoksullara yardım gibi eylemleri ortadan kaldıracaktır, çünkü böyle bir düzende hiç kimsenin özel malı mülkü olmadığı için, bu gibi şeyleri yapamayacaktır.
Dördüncü karşı-düşünce. Mal mülk ayrılığının hakka adalete dayandığım söyleyen ermiş Augustinus'a karşı, kadın ve mal ortaklığını tutmak ve bunun havarilerin yaşayışına uygun olduğunu ileri sürmek sapkınlıktır. De Just et Jure adlı eserinde Scotus, özel mal mülk hakkını kabul etmeyen Jan Hus'u Costanze rahipler kurulunun suçladığını yazar. İsa da: Sezar'ın hakkını Sezar'a verin, der.
Bu düşüncelere karşı önce ermiş Clementus'un sözleriyle genel bir cevap vermeye çalışalım: Gratianus'a bakılırsa Papa şöyle demiş: «Yeryüzünde ne varsa hepsi herkesin ortak malı olmalıydı. Ne var ki, biri çıkıp, haksız olarak, «Bu benim», bir başkası «şu benim» dedi.» Yine demiş ki: «Havariler, her şeyin, hattâ kadınların bile, ortak olduğunu söylemişler ve ortakça bir hayat sürmüşlerdir. Tevrat'ın ilk bölümünü yorumlayan bütün kilise uluları aynı şeyi söylemişlerdir, çünkü Tanrı hiç kimseye özel olarak bir şeyler vermemiş, insanlar üreyip çoğalsın, yeryüzünü doldursun diye her şeyi ortak olarak önlerine sermiştir.» İsodorus da« Doğal Hukuk» adlı eserinin başlarında aynı şeyi yazmaktadır. Havarilerle ilk Hıristiyanların aynı biçimde yaşadıklarını ermiş Lukas, Clementus, Tertillianus, Chrysostomus, Augustinus, Ambrogius, Origines'de ve başkalarında açıkça görüyoruz. Sonradan bu türlü yaşama yolunu, yukarıda saydıklarımızdan başka, ermiş Hieronymus, Prosperus ve papa Urbanus'un tanıklık ettikleri gibi, ortak bir hayat süren kilise adamları benimsemişlerdir sadece. 470' lere doğru, papa Simplicius zamanında kilise malları, kilise yöneticileri ile rahipler arasında bölüşülmüş ve bir bölüğü de yoksullara ayrılmıştı. Bundan az bir zaman sonra papa Gelasius ile ermiş Augustinus, varım yoğunu topluluğa bırakmadığı sürece hiç kimseyi rahipliğe almadılar. Ama, sonradan, bazı rahiplerin mallarını gizleyerek ikiyüzlülüğe düşmelerini önlemek için, istemeye istemeye, mallarını ellerinde tutmalarına izin verdiler. Bununla beraber, mal mülk ortaklığını kötülemek, ya da bunun tabiata aykırı olduğunu ileri sürmek günahtır.
Hattâ ermiş Augustinus'a göre, özel mal mülkün ortadan kalması daha büyük bir gelişmeye yol açar. Onun için, gerek bugün için olsun, gerek yarın için olsun, en iyi yaşama yolu mal ortaklığıdır. Nitekim ermiş Chrysostomus bu türlü yaşama düzeninin rahiplerce benimsendiğini, herkesçe benimsenmesi gerektiğini söylemiş ve Antakya halkına kimsenin, eli altındaki malların sahibi olmadığını, o maldan ancak kilise mallarından faydalanan papaz kadar yararlanabileceğini, onu kötüye kullanamayacağını ve herkesin yararlanmasına açık tutmak zorunda olduğunu söylemiştir. Ermiş Tommaso da mallara sahipsek de, onları istediğimiz gibi kullanma hakkımız yoktur, zorunlu bir ihtiyaç halinde ise bütün mallar herkesin ortak malıdır, diyor. Onun için, iyi düşünülürse görülür ki, malların kötü bölüşüldüğünü anlamamız bakımından böyle bir mülkiyet düşüncesi ağır basmaktadır. Bu durum ermiş Basilius'un zenginlere hitabesinde, ermiş Ambrogius'un da 18. hitabesinde açıklanmış ve özellikle, ermiş Lukas'ın şu sözleriyle ortaya konmuştur: Her şeyi Tanrıdan aldığımızı kimse söyleyemez: Benim senin diye bir şey yoktur. Aynı şeyi Sokrates Platon'un Devleti'nde, ya da Timaios'da ermiş Augustinus Giovanni'yle ilgili 8. bölümde söylemekte, Hıristiyan ozanı da şunları yazmaktadır:
İki şeyin kalkmasını istersen davranışlarımızdan durdursunlar savaşı, barış kendiliğinden yaşar.
Ovidus da Metamorfosi I’de ortak yaşama düzenini altın çağa yaraştırır. Ermiş Ambrogius 118. hitabesinin I bölümünün başında: İsa bütün insanların yeryüzünden ortaklaşa yararlanmalarını söylemişti: Oysa mal mülk tutkusu töreyi paramparça etti; de Virgine adlı kitabında da der ki: zorbalıklar, kesip asmalar, savaşlar, her şeye Hıristiyanlığı temsil eden rahiplerin değil, yahudilerin el koymasına yol açtı. Ermiş Clementus da bu eşitsizliğin paganların adaletsizliğinden ileri geldiğini söyler. Yine ermiş Ambrogius tarihçilerin belgeler ve yazılarına dayanarak, her şeyin başlangıçta ortak olduğunu, sonradan zorbalık ve düzenle onun bunun eline geçtiğini ispatlar.
«   01   ...    28   29   30   31   32   33   34   35   36   37   38   39   40   41   42   43   44   45   46   »