Ana Sayfa » Ütopya Kitaplığı » Güneş Ülkesi : 46
Bizde de babanın oğlu üzerinde devletinki kadar yetkisi yoktur. Çünkü parçalar bütün içindir, yoksa bütün, parçalar için değil. Onun için, Güneş Ülkesi'nde herkes bütünü gözettiğine göre, şuna buna özel haklar tanınmaması yerinde bir davranıştır. Her cam istediği zaman karısıyla birleşen koca, aptal ve anormal yaratıklar getirir dünyaya. Bizlerse yetiştirdiğimiz atların üstün nitelikte olmasına özeniriz de, kendi soyumuzu önemsemeyiz. Aristoteles bile, aşağılık bir kimsenin cömert kadınlarla gelişi güzel birleşmesini tabiata aykırı görüyor. Chrysostomus da, herkese kucağı açık Kilise ile birleşen bilgisiz rahibi pek tutar görünmüyor. – Tanrı der ki: İkisi aynı bedende birleşecek. Doğrudur bu. Bizim Güneş Ülkesi'nde de bu böyledir. Çünkü, Tanrı bu sözle, «hiç kimse birden fazla kadınla birleşemez» demek istemiş değildir. İstemiş olsaydı, Yakup peygamber aynı anda iki karı almaz, biri ölünce bir ikincisi, bir üçüncüsü ile evlenmezdi. tki bedenden bir tek beden çıkar. Bu da, iki tohumun karışmasından bir çocuk doğar anlamına gelmektedir. Ermiş Ambrogius, ermiş Paulus'la birlikte: «Yasa günah saymasaydı bunu, ben de saymazdım.» der.
Altıncı karşı-düşünce. Nicolacılar'ın sapkınlığı şuydu: Onlara göre bir erkek istediği kadınla istediği zaman yatabilirdi. Buysa, önce de söylendiği gibi, tabii hukuka aykırı olduğu gibi, insan soyunun üremesini de engeller. Bizim Güneş Ülkesi'ndeyse, birleşmeler felsefe ve astroloji kuralları gereğince yapılır, doğacak çocukların hem iyi, hem çok olmasına dikkat edilir. Onun için bu türlü birleşmeler tabiata uygundur, kilisece yasaklanmadığı sürece de bir sapkınlık sayılmaz. Çok akıllı ve bilgili bir adam olan Cato karısını, Brutus'a teslim etmiş ve bunun tabiat düzenine uygun bir şey olduğunu anlatmak istemiştir. Buna göre, salt tabiat ışığı altında yönetilen Güneş (İlkeliler nasıl olur da, bizim evlenme şeklimiz dışında kalan öbür birleşmelerin günah olduğunu bilebilirler? Beri yandan, Yahudilerle Romalılar boşanmayı kabul etmiş, filozoflar da kadın değiştirmeyi uygun görmüşlerdir. Socrates'le Platon da aynı yolu salık vermiş değiller mi? Aristoteles, birden fazla kadınla birleşenleri - tabii hukuku çiğniyorlar diye değil, faydasız bir iş yapıyorlar kanısıyla - suçluyor. Bazı ulusların böyle bir yol tuttuklarını da söylüyor bu ara. Ben de bu işin Hıristiyan Kilisesine göre bir sapkınlık, bir günah olduğunu kabul ediyorum. Ama, hayvanlar ve Nicola'cılar gibi davranmadıktan sonra, salt tabiat ışığı altında bu işin kötü olduğunu nasıl anlayabiliriz? Ermiş Thomas da, çocuk yapmayı ve topluluğa yararlı olmayı gözetmeyen evlenmeleri tabiata aykırı saymaktadır. Ama bizim Güneş Ülkesi'ndeki kadın erkek birleşmesi her ikisine de son derece yararlıdır.
Aristoteles'in kadın ortaklığına karşı ileri sürdüğü kanıtlar yersizdir. Bu, bir kimsenin tek ayakla yürümek istemesine, tek telden bin bir nağme çıkaracağım demesine benzer. Bu kanıtlar, rahiplerin ve havarilerin topluluk düzenine, ayrıca insan sevgisine, şefkate aykırıdır. Havarilerin insan olarak birer yüreği ve ruhu vardı ama, hiç biri «bu benim, bu senin» demiyor, her şeyin kendi aralarında ortak olduğunu söylüyorlardı. Bu da Aristoteles'in kanıtlarını çürütmeye yeter.
Bu birlik çokluğu ortadan kaldırmak şöyle dursun, insanları, devletleri, koşulları birleştirip daha da güçlendirmektedir. Aristoteles kendi devlet düzeninde sağlayamamıştır bunu. Çünkü, uyum tek telden değil, çok telden elde edilir. Aristoteles kendi devletini iki karşıt uçtan kurduğu için, uyuşmazlıklardan kurtaramayacaktır onu. Oysa biz bir birlik kuruyoruz, şiir gibi bir birlik, her şeyin birbiriyle uzlaşma, anlaşma halinde olduğu bir birlik. Aristoteles ise şiirini birbirine karşıt iki öğeden kuruyor. Onun devlet düzenini incelerken göstermiştik bunu. Bizim devlet düzenimizse, tam anlamıyla, havarice bir düzendir, ortak yaşama düzenini zevke değil, kitabımızda gösterdiğimiz gibi, karşılıklı saygıya dayatmaktadır.
« 01 ... 36 37 38 39 40 41 42 43 44 45 46 »